Dünyanın bekâsı yok halkın da vefâsı yok!

Biz, bu dünya için yaratılmadık. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir… Dünya sevgisi en büyük tehlikedir. Kulun imansız gitmesine de sebep olabilir… Bir ömür durmadan çalışan, biriktiren, servet edinen biri, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalansa; doktorları ve kendisi hayatından ümit kesseler ne kadar üzülür. Bir anda bütün her şeyinden -bir daha kavuşmamak üzere- ayrılmak üzeredir. Kendi kendine düşünür: “Beni bu sevdiklerimden kim ayırıyor?” Sonra her şeyin takdir-i ilahi ile olduğunu anlar ve “Yarabbi, bu kötülüğü bana niçin yapıyorsun?” diye bir düşünce içine girse, onun imanla gitmesi çok zordur…
Büyükler, sekerat-ı mevti, uyku haline benzetmişlerdir. İnsan neye çok değer verir ve ne ile çok meşgul oluyor ise onu rüyasında daha çok görür.
Mesela; bir doktor rüyasında bizden daha çok hastane, ilaç görür. Bir talebe rüyasında bizden fazla okul, ders ve kitap görür. Bir tüccar bizden daha çok para görür, alışveriş yapar… Aynen bunun gibi, insan da son demlerinde önem verdiği, değer verdiği şeyleri düşünür ve ruhunu o düşünce ile teslim eder…
Sadi-yi Şirazi buyuruyor ki: “Gönlünü dünyaya bağlama, dünyanın bekâsı yok, geçip gidiyor. Gönlünü halka da bağlama, halkın da vefâsı yok… Gönlünü Rabbine bağla! Bir kul için O’ndan daha güzel bir sığınak yoktur.”
Hazreti Ali radıyallahü anh buyuruyor ki: “Rabbimizin dünyaya hiç kıymet vermediğinin en büyük delili şudur: En kıymetli yiyeceği bir böceğin (bal arısının) kusmuğudur. En değerli giyecekleri de bir böceğin (ipek böceği) salyasıdır.” 
Çoğumuzda mevcut bulunan yanlış bir kanaât vardır. Zengin birini gördüğümüz zaman onun dünyayı çok sevdiğine hükmederiz. Fakir birini gördüğümüzde de onun dünya ile alakâsının olmadığını zannederiz… Öyle zenginler vardır ki, dünyayı sevmezler. Öyle fakirler de vardır ki, onlardan daha haris az insan bulunur. Zihni, fikri, düşüncesi hep paradır. “Nasıl yapsam da zengin olabilsem!” hayaliyle ömrünü tüketir!..
Hem kazancımızın hem de harcamalarımızın helâl olmasına çalışalım. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin! Ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın! Ne yaparsan yap, ister iyi, ister kötü, karşılığını göreceksin!”

Comments are closed.