Dur, çekme tetiği, anlaşalım!

Gürpınar’da Hacı Ali adında, Seyyid Fehim hazretlerini çok seven biri vardı. Van’dan çıkmış köyüne giderken ıssız bir yerde bir hasmıyla karşılaştı.
Adam davrandı tüfeğine.
Kötüydü niyeti…
Hacı Ali “Dur, çekme tetiği, konuşup anlaşalım. Bu husumet bitsin, barışalım!” diye bağırdı.
Ama adam kararlıydı.
Peş peşe bastı tetiğe.
Fakat o da ne?
Ateş almadı tüfek.
Bir daha bastı.
Yine çıt yok…
Ne ses çıkıyordu tüfekten, ne de mermi.
Baktı, göremedi fişekleri yerinde…
Kendi kendine;
“Mermiler yuvalarında yok. Nereye gidebilirler?” diye düşündü.
Ve öfkeyle ayrıldı oradan!
Ali Efendi de bir şey anlamadı.
O da geri dönüp Arvas’a vardı.
Seyyid Fehim hazretlerine geldi.
Mübarek, namaz kılıyordu.
Selâm verince sordu:
“Hacı Ali, korktun mu o dağda?”
“Evet, çok korktum.”
Kaldırdı seccadenin ucunu. Fişekleri çıkarıp “Al şunları, o adama götür ver. Zira kul hakkıdır, üstümüzde kalmasın” buyurdu.
Hacı Ali çok şaşırdı…
“Peki efendim!” dedi.
O beş fişeği götürüp teslim etti adama.
O da çok duygulandı.
Tövbe etti yaptığına.
Ve gelip talebe oldu bu Allah adamına.

Comments are closed.