Ebu Hayseme bin Harb hazretleri hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 160 (m. 777)’de doğdu. 234 (m. 848)’de Bağdâd’da vefât etti. Onun rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları şöyledir:
Huzeyfe’nin ve Abdullah İbni Mes’ûd’un (radıyallahü anhüm) bildirdikleri hadîs-i şerîfte; “Benden sonra Ebû Bekr’e ve Ömer’e iktidâ ediniz!” buyuruldu.
Huzeyfe-i Yemânî’nin bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Eshâbımı her memlekete gönderip sünnetlerin ve farzların her yerde öğretilmesini istiyorum. Îsâ aleyhisselâm da Havarilerini bunun için göndermiştir” buyurdu. “Ebû Bekr’i ve Ömer’i de gönderir misin?” denilince; “Bu ikisini yanımdan ayırmam. Bunlar benim kulağım ve gözüm gibidirler” buyurdu.
Ebû Ervâ diyor ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile oturuyorduk. Ebû Bekr ile Ömer radıyallahü anhüma geldiler. Resûlullah; “Allahü teâlâya hamd olsun ki, beni bu ikisi ile kuvvetlendirdi” buyurdu.
Ebû Sa’îd-i Hudrî’nin haber verdiği hadîs-i şerîfte; “Cennette yüksek derecelerde olanlar, aşağıdan, gökdeki yıldızlar gibi görünürler. Ebû Bekr ve Ömer onlardandır” buyuruldu.
Ebû Mûse’l-Eş’arî (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlullah ile bir bahçede oturuyorduk. Birisi kapıya vurdu. Resûlullah; “Kapıyı aç ve gelene Cennetlik olduğunu müjdele!” buyurdu. Kapıyı açtım. Ebû Bekr içeri girdi. Resûlullahın müjdesini kendisine söyledim. Kapı yine vuruldu. “Kapıyı aç ve gelene Cennetlik olduğunu müjdele!” buyurdu. Kapıyı açtım. Ömer içeri geldi. Ona da müjdeyi söyledim. Kapı yine vuruldu. “Kapıyı aç! Gelene Cennetlik olduğunu müjdele ve başına belâlar geleceğini de söyle!” buyurdu. Kapıyı açtım. Osman içeri girdi. Müjdeyi ve Allahü teâlânın kaderini kendisine söyledim. “Allahü teâlâya hamd olsun. Kazalarda, belâlarda ancak Allahü teâlâya sığınılır” dedi.
Hazreti Ali’nin haber verdiği hadîs-i şerîfte; “Başınıza Ebû Bekr geldiği zaman, onu dünyâda zâhid ve âhırette râgib bulursunuz. Başınıza Ömer geldiği zaman, onu kuvvetli, emîn ve Allah yolunda kimseden çekinmez görürsünüz. Başınıza Ali geldiği zaman, hâdi ve mühdî olur. Sizi doğru yola götürür bulursunuz” buyuruldu.