Ebu Muhammed bin Humeyd

Ebu Muhammed bin Humeyd hazretleri Mâverâünnehir’in tanınmış hadis hafızıdır. Yüzbin Hadis-i şerifi, ravileriyle birlikte ezbere biliyordu. 170’te (m. 786) Kus’ta doğdu. Meşhur âlimlerden hadis tahsil etti. 249 (m. 863)’de vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Ebû Talhâ’nın rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Biraz önce Cebrâil aleyhisselâm müjde getirdi. Allahü teâlâ buyurdu ki; ümmetinden biri sana bir salat söyleyince, Allahü teâlâ, ona karşılık on salat eder dedi” buyurdu. Yine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve selem) buyurdu ki: “Kabrimin yanında benim için okunan salevâtı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.” Diğer bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: “Kim kabrimin yanında bana salevât okursa, müvekkil bir melek onu bana bildirir. (Bu), onun âhıreti ve dünyâsı için kâfîdir. Kıyâmet gününde ona şâhid ve şefaatçi olurum.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh), bir gün Peygamber efendimize; “Yâ Resûlallah! Duâ buyur da, Allahü teâlâ benim her duâmı kabûl etsin” dedi. Resûl-i ekrem ona; “Yâ Enes! Duânın kabûl olması için, helâl lokma ye!” buyurdu. Bir kimse haram yerse, kırk gün onun duâsı kabûl olunmaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, rızıklarınızı aranızda taksim ettiği gibi ahlâkınızı da taksim etti. Dünyâyı, sevdiğine de, sevmediğine de verdi. Dindarlığı, sâdece sevdiğine verdi. Allahü teâlâ kime dindarlığı vermiş ise, muhakkak onu sevmiştir. Kul haram kazanır, bunu harcarsa, buna bir bereket verilmez ve onunla sadaka vermiş ise sadakası kabûl olmaz. Saklarsa, Cehenneme gidinceye kadar ona yolluk olur. Allahü teâlâ, kötülükle kötülüğü yok etmez, iyilikle kötülüğü yok eder.”
Hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem efendimiz; “Birtakım kimseler, Allahü teâlânın Müslümanlara tahsis buyurduğu malında, haksız olarak tasarruf ederler. Onlar için kıyâmet gününde Cehennem muhakkaktır” buyurdu. Hâdîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz; “Çok kimse vardır ki, yedikleri, içtikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur?” buyurdu.

Comments are closed.