Resûlullaha “en çok kimi seviyorsun?” denildiğinde, “Âişe’yi” buyurdu. “Erkeklerden kimi?” dediler. “Âişe’nin babasını” buyurdu…
Ebu Muhammed bin İdris hazretleri Kûfe’nin tanınmış hadis ve kıraat âlimidir. 120 (m. 738)’de doğdu. İmam-ı Mâlik onun hem dostu, hem de hocasıydı; bununla birlikte kendisinden hadis rivayet etmiştir. 192 (808)’de vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Âişe-i Sıddîka (radıyallahü anha) hazretlerinin fazîletleri, üstünlükleri, sayılamayacak kadar çoktur. Eshâb-ı kirâmın fıkıh âlimlerindendi. Çok fasîh ve belîğ konuşurdu. Eshâb-ı kirâma fetvâ verirdi. Âlimlerin çoğuna göre, fıkıh bilgilerinin dörtte birini hazret-i Âişe haber vermiştir. Hadis-i şerifte, “Dîninizin üçte birini Humeyrâ’dan öğreniniz!” buyuruldu. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), hazret-i Âişe’yi çok sevdiği için, Ona (Humeyrâ) derdi. Eshâb-ı kirâmdan ve Tâbiînden çok kimse, hazret-i Âişe’den işittikleri hadis-i şerifleri haber vermişlerdir. Ürvet’ebni Zübeyr hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimin manalarını ve helâl ve haramları ve Arab şiirlerini ve neseb ilmini, hazret-i Âişe’den daha çok bilen kimse, görmedim.
Hazret-i Âişe’nin şân ve şereflerinden birisi de Resûlullahın sevgilisi olmasıdır. Resûlullah onu çok severdi. Resûlullaha en çok kimi seviyorsun denildiğinde, “Âişe’yi” buyurdu. Erkeklerden kimi? dediler. “Âişe’nin babasını” buyurdu. Yâni en çok hazret-i Ebû Bekr’i sevdiğini bildirdi. Hazret-i Âişe buyuruyor ki: (Bir gün Resûlullah mübârek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübârek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nûr saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru baktı. “Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?” buyurdu. Yâ Resûlallah! Mübârek yüzündeki nûrların parlaklığına ve mübârek alnındaki ter damlalarının saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim, dedim. Resûlullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öptü ve “Yâ Âişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin gibi, seni sevindiremedim” buyurdu. Yâni, senin beni sevindirmen, benim seni sevindirmemden çoktur, dedi. Hazret-i Âişe’nin mübârek gözlerinin arasını öpmesi, Resûlullahı severek, Onun cemâlini anlayarak gördüğü için âferin ve takdîr olmaktadır.