Ebü’l-Abbâs Ahmed Zeyla’î

Ebü’l-Abbâs Ahmed Zeyla’î hazretleri, evliyanın büyüklerindendir. Arabistan’da Kızıldeniz sâhilindeki Mahmûl köyünde doğdu. 1307 (H.707) senesi Kızıldeniz sâhilindeki Luhayye kasabasında vefât etti. Çok kerâmetleri görüldü.

Bir gün Zeyla’î hazretlerinin dergâhına birkaç kişi geldi. Beraberlerinde, nezr ettikleri bir miktâr altını getirip önüne koydular. Zeyla’î hazretleri onları teker teker çevirip baktı sonra üç tanesini ayırıp gelenlerden birine geri verdi. Daha sonra on altı altını ayırıp diğer birine verdi. Sonra da hizmetçisine emredip kalanları almasını söyledi. Orada bulunanlar kendisine üç altını geri çevrilen kişiye bunun sebebini sordular. O da; “Bunlar benim değildir. Bunları yetimleri himâye eden birisi gönderdi. Zeyla’î hazretleri Allahü teâlânın izni ile anlayıp ondan bir şey kabul etmedi. Ona âit altınları benim getirdiklerim arasından ayırdı. Bunlar aynısıyla ona aittirler” dedi. Oradakiler bu defâ kendisine on altı altın geri verilen kişiye sebebini sordular. O da şöyle anlattı: “Bunlar Semiyyîn denilen kabîleden birisine âittir. Bunun atı hastalandı. İyi olursa Zeyla’î hazretlerine on altı dirhem vermeyi adadı. Neticede atı iyi oldu. Kabîlesi yağmacılıkla meşhur olduğundan kendisini kabul etmeyeceğinden çekinip benimle gönderdi. Ben de kendi nezr paramın arasına katıp getirdim. Zeyla’î hazretleri altınlar içerisinden onunkileri de ayırıp kabul etmedi. İşte bunlar aynen ona âit olan altınlardır.”
Bir keresinde Luhayye kasabasından Mahmûl’e geldi. Halk etrafına toplanıp kendisine kuraklıktan şikayet ettiler. O esnâda yanına bir hayvan geldi ve yalvarırcasına birtakım sesler çıkarmaya başladı. Zeyla’î hazretleri bu durum karşısında derhâl Mahmûl mescidine girdi. Allahü teâlâya duâ edip; “Ey Mikâil aleyhisselâm!” diye seslendi. O esnâda sıcağın harâretine rağmen her taraftan gökyüzünde bulutlar toplanıp bardaktan boşalır gibi yağmur yağmaya başladı. Kuraklık geçti.
Zeyla’î hazretleri, oğlu Îsâ doğduğu zaman, önce ağladı, sonra da gülmeye başladı. Bu durumundan kendisine sorulunca buyurdu ki: “Onun boğularak öleceği bana bildirildi. Bunun için ağladım. Sonra, onun bir oğlu olacağı ve başlangıcının benim sonum gibi olacağı bildirildi. Buna da güldüm.” Söylediği gibi de oldu…

Comments are closed.