Ebü’l-Fidâ İsmâil Temîmî

Ebü’l-Fidâ İsmâil Temîmî hazretleri, fıkıh âlimidir. 1164 (m. 1751)’de Arabistan’da doğdu. 1248 (m. 1832)’de vefât etti. Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
İnsanlara muhtaç olmayacak kadar helâl ve tayyib rızık talebinde olmak, dilenmek zilletine düşmeden iffet içinde yaşamak farzdır. Meşrû kazanç yolu Peygamberlerin (aleyhimüsselam) ve Selef-i sâlihînin sünneti, yoludur. Kişinin yediği şeylerin en tayyibi, kendi kazancından yediğidir. Peygamberler (aleyhimüsselam) bir san’at, ticâret veya başka yollarla bir kazanç sağlarlardı. Helâl kazanırken de, dîne hizmet etmeye ve kimseye muhtaç olmamaya niyet etmelidir. Allahü teâlâyı zikretmekten alıkoyan, âhıret işlerini yapmayı engelleyen kazanç yollarına girmemelidir. En iyi kazanç yolu cihâddır. Bu cihâd, Allah yolunda yapılan harbdir.
Rızık talebinde bulunmak üzere, sabahleyin erkenden işe başlamalıdır. Resûl-i ekrem (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) “Rızık talebinde erken davranın. Çünkü sabahta bereket ve muvaffakiyet vardır” buyurmuştur. Cihâddan sonra en faziletli kazanç yolu ticârettir. Ancak ticâret yapan kimsede; emânet, nasihat ve sıdk bulunmalıdır. Bir buğday tânesi de olsa emânete hıyânet etmemelidir. Tacirin ticârette cesur olması da sünnettir. Bir işte kazanç sağladığı zaman, o işe devam etmelidir. Ticâret maksadı ile bir işe üç kere başlayıp kazanç elde edemezse, o işi bırakmalıdır. Ticârette Allahü teâlâya güvenmelidir. Rızkı ve kârı ancak Allahü teâlâdan beklemelidir. Takvâ nûrunu söndürecek kadar hırslı olmamalıdır. Çünkü Allahü teâlânın ezelde takdîr ettiği rızık hırs ile artmaz. Üstüne aşırı düşmemekle de azalmaz.
Müslüman satın aldığını aşağılamaz, satacağını da medhetmez. İlmi çok olanlar dışında hiç kimse, çarşıda dîne uygun alışveriş yapamaz. Doğru olsun, yalan olsun, malını satarken yemînle övmemelidir. Mü’min; arkadaşına mal satarken kârı düşünmez, alışverişte hıyânet etmez. Malının ayıbını müşteriden gizlemez. Gaben-i fahiş ile mal satmaz, yanî piyasa fiatından fazlasına satmaz. Normal kâr ile satar. Bir alışveriş yapılırken, almaya niyeti olmayan bir başkasının, araya girip fiatı artırması caiz değildir. Böyle yapanın rızkının bereketini Allahü teâlâ kaldırır. İsçinin ücretini teri kurumadan ödemelidir. Borcunu, alacaklının istediğinden daha iyi bir şekilde ödemelidir. Zor durumda olan borçlunun borcunu bağışlamalı veya az bir kısmını almalıdır…

Comments are closed.