Ebü’l-Hasen Kâsım Şâşî

Ebü’l-Hasen Kâsım Şâşî hazretleri, Şafiî mezhebinin meşhûr fıkıh âlimlerindendir. 400 (m. 1010) yıllarında Semerkand’da vefât etmiştir. Bir dersinde buyurdu ki:

(Din) demek, Allahü teâlânın râzı olduğu şeyleri ve yapılması lâzım olan ibâdetleri ve dünyada ve âhirette saadete kavuşmayı öğretmek için, Allahü teâlâ tarafından Peygamberlere bildirilen ahkâm demektir. Şimdi, dünya ve âhiret saadetine kavuşmak ve Allahü teâlânın rızasını kazanmak için, Müslüman olmak lâzımdır. Müslüman olmayana (Kâfir) denir. (Müslüman olmak) için, (Îman etmek) [inanmak] ve (İbâdet etmek) lâzımdır. İbâdet, bütün sözlerini ve işlerini Muhammed aleyhisselâmın şeriatine uydurmak demektir. İbâdetleri hiçbir menfaat düşünmeyerek, yalnız Allahü teâlânın emri olduğu için, yapmak lâzımdır. 
(Şeriat), Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bildirilmiş olan (ahkâm) [emirler ve yasaklar] demek olup, fıkıh, yâni ilm-i hâl kitaplarından öğrenilir. Şeriati yâni her Müslümanın yapması ve sakınması emredilen ahkâmı, öğrenmek, erkeklere de, kadınlara da (Farz-ı ayn)dır. Bunlar, insânları, ruhî ve bedenî hastalıklardan muhâfaza eden devâlardır. (Kelime-i şehâdet)i söylemeye ve inanmaya (Îman) denir. Söyleyen ve mânasını bilip inanan kimseye (Mümin) denir. (Kelime-i şehâdet) (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh)dür. Mânası, (Allahtan başka ilah [mâbut] yoktur ve Muhammed aleyhisselâm, Onun kulu ve bütün insanlara gönderdiği resûlüdür). Ondan sonra hiç Peygamber gelmeyecektir, demektir. Allahü teâlânın, yalnız var olduğuna inanmak kâfî değildir. Şerîki var diyen kâfirler de, var olduğuna inanıyor. Mümin olmak için, hem var olduğuna, hem de, [bir, diri, kâdir, âlim, irâde sahibi gibi] sıfatları olduğuna, her şeyi gördüğüne ve işittiğine ve Ondan başka yaratıcı olmadığına da inanmak lâzımdır). Muhammed aleyhisselâmın, (Resûl=Peygamber) olduğuna inanmak demek, her sözünün, Allahü teâlâ tarafından Ona bildirilmiş olduğuna inanmaktır. Allahü teâlâ, (İslâmiyet)i, yâni îman ve şeriat bilgilerini Kur’an-ı kerim vâsıtası ile, Ona bildirdi. Yapmak için olan emirlere (Farz) denir. Yasaklara (Haram) denir. İkisine birden (Şeriat) denir. Bir insan, Müslüman olur olmaz, insanlar arasına yayılmış olan İslâm bilgilerini öğrenmesi, ona hemen farz olur. Bunları öğrenmeye önem vermezse, öğrenmeye lüzûm yok derse, îmanı gider, (Kâfir) olur…

Comments are closed.