Bir Hristiyanla bir Müslüman, münakaşa ederler. Her biri kendi dîninin hak olduğunu iddia etmektedir.
Ama anlaşamazlar.
Sonunda Müslüman:
“Bir teklifim var” der.
“Söyle, nedir?”
“Elimizi ateşe sokalım. Hangimizin eli yanmazsa anlarız ki onun dîni haktır.”
Hristiyan:
“Tamam” der.
Ateş yakıp sokarlar ellerini.
Fakat o da ne?
İkisinin de eli yanmaz.
Müslüman hayretler içindedir.
Niyaz eder kalbinden:
“Yâ Rabbî! Bu ne hâldir?”
İlham olunur ki:
“Senin elin, bana olan imanın ve Habibime olan muhabbetinden dolayı yanmadı.”
Mümin sorar:
“Ya onunki yâ Rabbî?”
İlham olunur ki:
“Onun eli de senin hürmetine yanmadı.”
Âlimler bu babda:
“Bir gayrimüslimin eli, bir müminin hürmetine yanmazsa, Allahü teâlâ nice günahkârları Habibinin hürmetine elbette cehennemde yakmaz” buyurmuşlardır.
? ? ?
Efendimiz, Cebrail aleyhisselam ile Arş-ı âlâ’da idiler.
Takunya sesleri işitti.
Hazret-i Cibril’e sordu:
“Bu ses nedir?”
O, sesi dinleyip:
“Bilâl’in takunya sesleridir. O, şimdi takunya ile evden çıktı, mescide gidiyor” diye arz etti.