En iyi tedbir ve tedavi kabızlıktan korunmaktır

KABIZLIK VE DOĞUMLA GELEN DAYANILMIZ ACI: ANAL FİSSÜR-2

Kıymetli okuyucularımız; geçtiğimiz hafta başladığımız “Anal Fissür” rahatsızlığıyla ilgili olarak bu hafta ilaç tedavisi ve koruyucu tedbirleri ele alacağız. Anal fissür şikâyetleri bulunanlar, genel cerrahi uzmanına muayene olmalı, başkalarına iyi geldiği için eczaneye gidip rastgele ilaç kullanmamalıdır. Doktor kontrolü olmadan alınan ilaçlar, altta yatan başka bir hastalığın çok daha ilerlemesine zemin hazırlar. 
Fissürlerin en az yüzde 50’si tedavisiz ya da özel tıbbi kremler ve dışkı yumuşatıcıları, kabızlıktan korunma ve oturma banyoları (ılık suya, günde birkaç defa, 20 dakika boyunca oturma) ile iyileşebilir. Öncelikle, kabızlık veya ishal tedavi edilmelidir. Posalı yiyecekler ve bol su içmekle kabızlığın önüne geçilir.

DOĞUM SONRASI NE YAPMALI
Anal fissüre karşı en iyi tedbir ve tedavi, kabızlıktan korunmaktır. Kadınlardaki anal fissür, genellikle doğum esnasında veya doğumdan sonraki ilk günlerde gelişen kabızlıkla ilgili olduğundan bu kişilerde doğum başlayınca hijyenik lavman yapılmalıdır. Bebeğin doğumu esnasında anüs korunmalı. Doğumdan sonraki ilk 3 gün yumuşatıcı krem ve dışkı yumuşatıcı fitillerle fissür oluşumu önlenmelidir. Anal fissür oluşmuşsa, krem ve fitillere 1 hafta -10 gün devam edilmeli, ılık su oturma banyosu yapılmalı, ağrı varsa ağrı kesici ve spazma çözücüler verilmeli ve bol meyve, sebze, yeşillik ve salatalıkla kabızlık önlenmelidir.
Akut anal fissürlerde ilaç tedavisinin başarısı, düzenli tedavi ile yüzde 80’dir. Ancak fissür kronikleşmiş ise, yani yara derin ve zemini çok sert ve bekçi meme gelişmişse fissür memenin altına ilerleyerek cilt yönünde delip fistül yapmışsa, ilaç tedavisinin başarı ihtimali yüzde 50’dir. Tıbbi tedavilerde başarısızlığın bir başka sebebi de, yanlış perhizdir. 
Kronik anal fissürde tedavi; tıbbi veya cerrahi yolla anal spazmın giderilmesi esasına dayanır. Tıbbi tedavi ile geçici rahatlama sağlansa da, kalıcı ve kesin tedavi cerrahi müdahale ile sağlanır. Ancak yeni vakalarda önce tıbbi tedavi denenmelidir.

KRONİK ANAL FİSSÜRDE CERRAHİ TEDAVİ 
Bir kaç ay içerisinde iyileşme görülmezse fissür kronikleşmiş demektir, böyle durumlarda da tedavi cerrahidir. Anüsü çevreleyen spazm oluşmuş büzücü kas gevşetilir. Lokal anestezi ile 5 dakikada lazer, infrared kuagülatör ve bipolar veya argon koterle bu işlem yapılabilir. Hasta 10 dakika sonra yürüyerek evine ve iş yerine gidebilir, taburcu edilebilir. Poliklinik şartlarında, yani hastane yatışı ve narkoz gerekmeden yapılabilen bu küçük, modern tedavi yöntemi ile hasta hemen rahatlar ve fissür yarası da 1 hafta içinde kaybolur gider. Dikiş gerekmez, kanama, kaçak, nedbe veya çekinti olmaz. 
Ameliyatta fissür ve altta yatan skar (sert iyileşme dokusu) dokusu çıkarılır. Anal kanalı kontrol eden içteki kasın küçük bir parçasının çıkarılması, ağrı ve spazmı önler, böylece fissürün iyileşmesine yardım eder. Tam iyileşme birkaç hafta içinde olur. Ağrı ise birkaç gün içinde yok olur. Cerrahi girişimlerde anüs iç tabakasından, damarsal yastık ve kapak görevi yapan dokulardan biraz fazla alındığı takdirde inkontinens, yani dışkı kaçırma durumları ve iyileşmede sıkıntılara sebep olabilir. Hastalar en korkutucu netice, ameliyat sonrası oluşabilecek gaita (dışkı) kaçağı ve ağrıdır.

YÜZDE 95’İ TEKRARLAMAZ
Ağrısız, çok az bir ağrı veya lokal anesteziyle, genel cerrahi uzmanı tarafından gayet etkili ve başarılı cilt altı yan iç kilit kasın kesilmesi ile yapılabilir. Dış kilit kasa asla dokunulmaz. Ameliyat için herhangi bir ön hazırlık veya sonrası dönemde, 1 saatten daha fazla istirahat gerektirmez, yeme içmeye ara verilmez. Cerrahi tedavi yapılan hastaların yüzde 95’inde fissürde tekrarlama olmaz.

Cerrahi tedaviden sonra nelere DİKKAT edilmeli?
> Müdahaleden 12-18 saat sonra tampon çıkarılıp, 15 dakika süreyle ılık suya oturulmalı ve ardından, varsa tuvalet ihtiyacı giderilmeli; ardından pomad anüsün içine ve dışına, masaj yaparak sürülmeli. Ilık suya oturma banyolarına ve kremlere sabah akşam, 1 hafta devam edilmeli, pansuman veya gazlı bez uygulanmasına gerek yoktur. Bir hafta sonunda kontrole gidilmeli.
> Ağrı kesiciler, pomadlar ve ılık suya oturma banyoları ihmal edilmemeli; ağrı artışı, iyileşmeyi geciktirir. 
> Baharat hariç, her tür ve özellikle posalı ve sulu gıdalar alınmalı. İyileşme tamamlandıktan sonra bol posalı gıdaları arttırarak ömür boyu kabızlıktan kaçınılmalıdır.
> Müshil alınmamalı ve ishal olunmamalı, aksi takdirde iyileşme gecikir. Bu uygulamalar ile ağrılar çok büyük oranda aynı gün geçer; fissür de bir haftada iyileşir. Kurallara uyulmazsa iyileşme gecikebilir veya başarı daha düşük olur.

İyileşmeyen fissürde NELER YAPILABİLİR?
> İlaçla iyileştirilmiş pek çok fissür nüksedebilir. Bunun sebebi de, anal kanalı saran ve destek veren dış kas demetlerinin, kuyruk sokumu tarafında sık olarak doğuştan zayıf yaratılmış olmasıdır. Tedaviye cevap vermeyen fissür durumlarında iyileşmeyi engelleyen altta yatan sebepler araştırılmalıdır. Anal kanalı kontrol eden içteki kasın spazmı ya da skar dokusu (sert iyileşme dokusu) bu duruma sebep olabilir.

Tekrarlamaması için bol bol sebze-meyve tüketin
> Kabız olmamak için düzenli, çok iyi yıkayıp kabuklarıyla birlikte bol sebze ve meyve gibi sağlıklı besinler tüketilmeli, acı ve baharattan uzak durulmalı, bol su (günde en az 8-10 bardak) içilmelidir. İlave olarak da yürüyüş gibi düzenli spor aktiviteleri faydalıdır. Kahve tüketimi azaltılmalı, sigara ve alkol bırakılmalıdır. Bu tedbirlerle dışkılama alışkanlığı düzenlenmeye çalışılmalıdır.

OKUYUCULARIMIZA CEVAPLAR
Psikiyatri uzmanının yakın takibine girin

> Rumuz Çiğdem / İSTANBUL

> SORU: 25 yaşındaki erkek kardeşimin iki seneden beri psikolojik rahatsızlığı mevcut. Bana anlattığı sıkıntılardan bazıları şunlar: Sabah kalktığımda kafam, sanki kendi kendine konuşuyor. Kimseyle diyaloğa girmek istemiyorum. Dikkatimi toplayamıyorum. İş için bir şeyi saydıktan sonra gidip tekrar sayma ihtiyacı duyuyorum. Bu aralar saat başı uyanıyorum. Kardeşim girdiği bütün işlerden en fazla iki hafta çalıştıktan sonra kendi isteğiyle işi bırakıyor. Şu an herhangi bir sosyal güvencesi de bulunmamakta. Bize neler tavsiye edebilirsiniz?

CEVAP: Sevgili kardeşim, buna benzer psikolojik sıkıntılar hayatımızın herhangi bir döneminde birçoğumuzun başına gelebilir. Bir takım psikiyatrik şikayet ve tabloların irsiyetle alakası olup bazı ailelerde daha fazla görülebilir. Bundan dolayı, bu tür belirti ve bulguları olan kişileri, düzelir umuduyla evlendirmek, faydadan çok zarar verebilir. Böyle kişilerle daha yakından ilgilenmek, müsbet arkadaşlıklar kurmalarına yardımcı olmak amacıyla uygun ve manen de güçlü sosyal ortamlar edinmelerine yardımcı olmak; sıkıntılarının azalması, hatta kaybolması açısından son derece faydalı olur. Güneşi bol, aydınlık, ferah ve havası temiz mekanlarda çalışmaları için ortam hazırlamak da, kendilerini daha iyi hissetmeleri açısından oldukça yararlıdır. Ayrıca sünnet olduğu üzere daima abdestli bulunmak da, vücudun negatif elektrik yükünü boşalttığından, kişinin stresinin gitmesine, hayata olumlu bakmasına, karşılaştığı zor ve sıkıntılı durumları rahat aşabilmesine yardımcı olur. Psikoloğa değil de manevi inancı sağlam, her türlü görüş, düşünce ve inanca saygılı bir psikiyatri uzmanının yakın takibine girerek, kontrollerini de aksatmadan verdiği ilaçları yeterli doz ve süre kullanmanızı tavsiye ederim. Sosyal güvencesi bulunmayanlara verilen yeşil kart için kaymakamlığa başvuruda bulunabilirsiniz.

Önce ruhi durumunuzu düzeltmeniz gerekiyor
> E. S.

> 24 yaşındayım, boyum 152, kilom 51-52. Benim değişik problemlerim var. Sık sık kabız oluyorum; bazen dışarı çıkmama 6 güne kadar uzayabiliyor. Bazen birkaç ay düzenli ve rahat oluyor. Bazen pis kokulu ishal bazen de yine kabızlığa dönüyor. Düzenli olarak haftada 3 akşam sebze yemeği, günde 2-3 dilimi geçmeyen ekmek, haftada 1 bazen 2 defa balık, 1 defa da kırmızı bazen de beyaz et tüketiyoruz. Günde 2 lt su tüketmeye çalışıyorum. 2.5 ay kadar önce TSH değerlerim normaldi. Ayrıca bacaklarımda ağrı problemim var. Bazen iki bacağımda diz ve kalça eklemi arasında şiddetli ağrı oluyor, yorulunca yavaş yürüyüşlerde bile belimde 2 noktada şiddetli ağrı başlıyor. Düztabanlık da mevcut. Ayaklarımda, tırnak mantarı ve zaman zaman egzama oluyor (terbisil kullanmaktayım). Ellerimde de bıçak kesmiş gibi çatlaklar oluşuyor. Cilt doktorları sadece kortizon tedavisi veriyor ama çok faydası olmuyor.

CEVAP: Kıymetli kardeşim, tüm bu anlattıklarınızdan sizde geçen sene etraflıca bahsettiğim irritabl barsak sendromu ve fibromiyalji gibi psikosomatik ve egzema, hipertiroidi (Tirotoksikoz, Basedow-Graves hastalığı) ve gözü de tutan kollajenoz grubu dediğimiz, vücudun kendi bazı doku ve hücrelerini düşman olarak algılayıp savunma hücreleri ve otoantikor dediğimiz protein yapısında maddeler geliştirmesiyle ortaya çıkan otoimmün hastalıkların bulunduğu anlaşılmakta. Her 2 grup hastalığın da temelinde, uzun süreli şiddetli stres, gerilim, kafaya her şeyi takıp kurma gibi vücudu ruhi yönden menfi etkileyen ve yıpratan durumların varlığı yatar. Öncelikle manevi yönden güçlü ve iradeli olursak, vücudumuzun işleyişi de buna göre programlanmakta, bizi zinde ve dinç, dinamik tutan hormonlar salgılanmaktadır. Böylece de, vücudumuzda kansere ve otoimmün hastalıklara zemin hazırlayan oksidan maddelerin üretimi azalmakta, tam tersi çeşitli metabolizmalar sonucu oluşan bu tür zehirli ve zararlı maddelerin atılımı ve yok edilme süreci hızlanmaktadır. Bütün bu sebeplerden ötürü, hayata ve geleceğe daima müsbet ve iyimser bakmalı, her şeyi kafaya takmamalıyız. Ruhi durumunuzu manevi yönden de takviye alarak düzelttiğiniz takdirde her yönüyle rahatlayacağınızdan kabızlık dahil diğer anormallikler de düzelecektir. Dahiliye uzmanının muayene ve yaptıracağı tetkik sonuçlarına göre vereceği ilaçlarla da düzeleceksiniz. Egzamanız da tamamen ruhi durumunuzla yakından alakalı olup cildiye uzmanı meslektaşımızın vereceği ilaçları yeterli doz ve süre kullandığınızda inşaallah bir sıkıntınız kalmayacaktır. Adale ve diz şikayetleriniz ile düz tabanlığınız için de ortopedi uzmanına muayene olup takip ve tedavisine girdiğinizde çok rahatlayacaksınız. Beslenmenize dikkatiniz ve sağlıklı perhiziniz için sizi tebrik ediyorum. Bu tutumunuzu hayat boyu devam ettirmeniz, rahat, huzurlu ve dinamik yaşamanız açısından son derece faydalıdır. Tiroid bezi durumunuzla ilgili olarak da dahiliye uzmanının takip ve kontrolünde 3 ayda bir TSH, ve kan tahlilleri ile senede bir defa tiroid USG yaptırarak bu yöndeki tüm şikayet ve sıkıntılarınızın önüne geçebilirsiniz.

e-mail: aile.doktoru@tg.com.tr

 

Comments are closed.