Fıkıh Âlimi Abdullah bin Muhammed Bağdadî

Çok zikretmek ibadettir. Çok zikredenleri Allahü teâlâ sever. Bunların kalbleri, takva kaynağı olur. Bunları kitap ve sünnet haber veriyor.
Abdullah bin Muhammed Bağdadî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 668 (m. 1269)’de Bağdad’da doğdu. 729 (m. 1329)’da orada vefat etti. Abdullah bin Muhammed Bağdâdî’den pek çok kimse fıkıh ilmini öğrenmiş, onun derslerinde yetişmiş ve çoğu ondan icazet almıştır. Bir dersinde buyurdu ki:
Bir âyet-i kerimede meâlen, (Çok zikrediniz. Zikretmekle kalb itminâna kavuşur) buyuruldu. Hadis-i şerifte, (Allah sevgisinin alameti, Onu çok zikretmektir) buyuruldu. Hadis âlimleri (Resûlullah, her an zikrederdi) buyurdu. İşte bunun için bu ümmetin büyükleri çok zikrederdi. Böylece, İslamiyetin bu emrini de yerine getirmeye çalışırlardı. Çok zikredince, mübarek kalbleri itmînâna kavuşurdu. (Her derdin şifası vardır. Kalbin şifası, zikrullahdır) ve (Takvanın kaynağı, âriflerin kalbleridir) hadis-i şeriflerinin haber verdiği gibi, kalb hastalığından, günahlardan kurtuldular. Allahü teâlânın sevgisine kavuştular. İşte takva sahibi olan, kalbleri temiz olan, Allahü teâlânın çok sevdiği bu büyük âlimler diyorlar ki:
(Çok zikrederken, dünyayı, her şeyi unutuyoruz. Kalbimiz ayna gibi oluyor. İnsan uykuda, her şeyi unutunca, rüya gördüğü gibi kalblerimizde bir şeyler görünüyor.) Bu gösterilenlere (Keşf), (Mükâşefe), (Şühûd) ismlerini veriyorlar. Böyle olduğunu, her asırda binlerce velî haber veriyor…
Çok zikretmek ibadettir. Çok zikredenleri Allahü teâlâ sever. Bunların kalbleri, takva kaynağı olur. Bunları kitap ve sünnet haber veriyor. Bunlar (Ümûr-i teşrî’iyye)dir. Bunlara inanmayan, kitaba ve sünnete inanmamış olur. Kalbde keşf ve şühûd hasıl olduğunu da, Allahü teâlânın sevdiği doğru Müslümanlar haber veriyor. Hadis-i şerifte, (Çok zikredenin kalbinde nifak kalmaz) buyuruldu. Bunları haber verenler, münafık olmayan, özü, sözü doğru kimselerdir. Keşf ve keramet, böyle kimselerin tevatür halindeki haberleri ile bildirilmiştir. Bunlar, (Ümûr-i vicdâniyye), (Ümûr-i zevkıyye)dir. Başkalarına hüccet olamaz. Bunlara inanmak emrolunmadı. Fakat inanmak yasak da edilmemiştir.
Allahü teâlânın sevdiği salih Müslümanların tevatür halinde bildirdiklerine inanmak, inanmamaktan daha iyidir. Müslümana hüsn-i zan olunur. Haberlerine güvenilir…

Comments are closed.