Gençlerin ibâdeti daha kıymetlidir

Yanyalı Esad Efendi Osmanlı Devleti’nde yetişen din ve fen âlimlerindendir. Bugün Yunanistan’da bulunan Yanya şehrinde doğdu. İstanbul’a giderek medrese tahsilini tamamladı ve Galata Kadılığına tayin edildi. İbrâhim Müteferrika matbaa kurunca Yanyalı Esad Efendi, Şeyhülislâm tarafından buraya musahhih tayin edildi. Esad Efendi 1143 (m. 1730)’da vefât etti.

Esad Efendi buyudu ki:

İbâdetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaştıran hayırlı amel, namâzdır. Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Namâz dînin direğidir. Namâz kılan kimse, dînini kuvvetlendirir. Namâz kılmayan, elbette dînini yıkar.)

Namâzı doğru kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin, kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur. Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Doğru kılınan namâz, insanı pis, çirkin ve yasak işleri işlemekten korur) buyuruldu.

İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namâz, doğru namâz değildir. Görünüşte namâzdır. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır. İslâm âlimleri, (Bir şeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır) buyurdu. Sonsuz ihsân sâhibi olan Rabbimiz, görünüşü hakîkat olarak kabul edebilir. “Böyle bozuk namâz kılacağına, hiç kılma” dememelidir. “Böyle bozuk kılacağına doğru kıl” demeli, bozuk olanları düzeltmelidir. Bu inceliği iyi anlamalıdır.

Namâzları cemaat ile kılmalıdır. Cemâat ile kılmak, yalnız kılmaktan daha çok sevâptır. Namâzda her uzvun tevâzu göstermesi ve kalbin de, Allahü teâlâdan korku üzere olması lâzımdır. İnsanı dünyâda ve âhirette felâketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namâzdır. Allahü teâlâ, Mü’minûn sûresinin başında meâlen, (Mü’minler herhâlde kurtulacakdır. Onlar, namâzlarını huşû ile kılandır) buyurdu.

Gençlerin ibâdet etmeleri daha kıymetlidir. Çünkü nefislerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibâdet yapmama isteğine karşı gelmektedirler. Gençlik çağında, insana musallat olan üç düşman, ona ibâdet yaptırmak istemez. Bunlar, şeytân, nefs ve kötü arkadaştır. Bütün fenâlıkların başı, fenâ arkadaştır. Genç olan kimse, bunlardan gelen kötü isteklere uymayıp, namâzını kılarsa, ibâdetlerini terk etmezse çok kıymetli olur. Yaşlı kimsenin yaptığı ibâdetten kat kat fazla sevap kazanır. Az ibâdetine çok mükâfat verilir.

Comments are closed.