Savcı Beyin oldukça kibar bir şekilde, “hastalarınız ve bizim için nasıl uygun görüyorsanız öyle yapalım doktor hanım” diyerek bana inisiyatif vermesi beni oldukça rahatlatmıştı.
-Çok teşekkür ederim Savcı Bey, dedim. Benim önerim sizin için de uygunsa şöyle yapalım…
Önce içeriyi kontrol için girecek kişileri bizim tek kullanımlık steril önlüklerimizle giydirelim.
-Tamam.
-Sonra arkasından hasta yakınını da o şekilde giydirir alırız içeriye. Zaten hastanın durumunu siz de biliyorsunuz. Dolayısıyla üç saat süre, onca kişiyi içeride tutamam. Ama görüş süresini her saat başı belli zaman dilimlerine bölelim. Böylece hem sizin vazifeniz hem bizim sorumluluğumuz sıkıntıya düşmeden yerine gelir. Hem de mahkûm da olsa bir evlat babasına son vazifesini yerine getirmiş olur.
-Sizin söylediğinize göre hareket edeceğiz doktor hanım.
Neyse gerekli prosedürleri mümkün olduğunca en hijyenik şartlarda yerine getirmeye çalışarak yoğun bakımda şuuru kapalı baba ile mahkûm olan oğlunu, yoğun bakım odasında bir araya getirdik.
Hastamız zaten solunum cihazına bağlı, kalbi destekleyici ilaçlarla tedavi olarak bilinci kapalı bir haldeydi. O mahkûm evladın yüzü, gözleri, her haline yansıyan o acı ve pişmanlık hali bir ömür aklımdan hiç çıkmaz herhalde.
Evlat, babanın başında çok duygulandı ve ağladı. Kendince babasının onun varlığını hissedeceğini düşünerek dertleşti, konuştu. Sonra üç saatlik görüş süresini bile tamamlamadan “artık hapishaneye dönmeye hazır” olduğunu ifade etti. Giderken de ellerime sarılmak istedi:
-Doktor Hanım, Allah sizden razı olsun, size minnetimi ifade edemem.
Ben de çok duygulandım:
-Olur mu öyle şey? Babanız nasıl benim hastamsa siz de benim için her hasta yakını gibisiniz. Her hasta yakınına bu hakkı tanıyoruz sadece sizin görüşme saatiniz ve şartlarınız biraz daha farklı gerçekleşti o kadar.
Sonra geldiği gibi birçok görevlinin ve silahlı askerin arasında tekrar yerine teslim edildi. Yoğun bakımdaki babası ise sanki onun gelişini onunla görüşmeyi beklermiş gibi evladının kendisini bu şekilde ziyaret ettiği günün gecesinde vefat etti.
Tıp dilinde “beyin ölümü gerçekleşti” dediğimiz hastalardan biri halindeydi son gününde ama Rabbim bir şekilde ona evladının varlığını hissettirmiştir diye ümit ediyorum.
“Şimdi cezaevlerindeki durum şöyle”, “mahkûmlar şu durumda” vs. diyorlar ya, Allah gene de devlete zeval vermesin ki kişi hapishanedeki bir mahkûm bile olsa gene de askerini savcısını bir mektup vasıtasıyla görevlendirip bu imkânı sağlayabiliyor.
Rumuz: “Dr. Anestezi”