Ebû Abdurrahmân Ubeydullah el-Basrî hazretleri hadis âlimidir. 140 (757)’de Basra’da doğdu. Hammâd bin Seleme, Süfyân bin Uyeyne, Abdullah bin Mübârek gibi âlimlerden hadis tahsil etti, kendisinden de Ahmed bin Hanbel gibi zatlar hadis rivayet etti. 228’de (m. 843) Basra’da vefat etti.
İlim öğrenmenin faziletleri hakkında şu hadis-i şerifleri nakletti:
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; “Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için, ilim öğrenmek maksadıyla yola çıkan bir kimseye, Allahü teâlâ Cennete giden bir kapıyı açar. Melekler, onun için kanatlarını yayarlar. Ona gökteki melekler ve denizdeki balıklar duâ ederler. Âlimin, âbide üstünlüğü, gökteki dolunayın en küçük yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak altın ve gümüş para bırakmazlar. Fakat ilim bırakırlar. Böyle olunca, ilmi olan, bu mirastan hissesini almış olur. Bir âlimin ölümü, telâfi edilmeyen bir felâket, kapatılamayan bir gediktir. O, batan bir yıldız gibidir. Bir kabilenin ölümü, bir âlimin ölümünden daha ehvendir.”
“Allahü teâlânın Cehennemden azâd ettiği kimseleri görmek isteyenler, ilim talep edenlere baksın. Muhammed’in (aleyhisselâm) nefsi, yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, âlimin kapısına gidip gelen talebenin her adımına, Allahü teâlâ bir senelik ibadet sevâbı yazar ve her adımı için Cennette bir şehir bina ettirir. Yeryüzünde yürüdüğünde, yeryüzü, onun için istiğfarda bulunur. Akşam ve sabah mağfiret olunur.”
“Allah rızâsı için ilim öğrenen kimse, gündüzleri oruçlu, geceleri namaz kılan kimse gibidir. Kişinin ilimden bir mesele öğrenmesi, o kimsenin Ebû Kubeys Dağı kadar altını olup, onu Allah yolunda harcamasından daha hayırlıdır.”
“Kıyâmet gününde şehidlerin kanı, âlimlerin mürekkebi ile tartılacak. Şehidler diyecekler ki: “Âlimler, zamanlarının ışık kaynağıdır. Her âlim zamanının lâmbasıdır. İnsanlar âlimin vâsıtası ile aydınlanırlar.”
“Kıyâmet günü Allahü teâlâ âbidlere, mücâhidlere, ‘Cennete giriniz’ buyurur. Âlimler derler ki: ‘Yâ Rabbî! Bizim ilmimizle onlar ibâdet ve cihâd ettiler.’ Bunun üzerine Allahü teâlâ onlara buyurur ki: ‘Benim indimde siz, melekler gibisiniz. Şefaat ediniz.’ Onlar da şefaat edecekler, sonra Cennete gireceklerdir.”