Hadis âlimi Şemseddîn Muhammed Dâvûdî

Dâvûdî hazretleri Mısırlıdır. Kahire’de Süyûtî hazretlerinden ilim tahsil etti. Zamanın önde gelen muhaddislerinden oldu…
Şemseddîn Muhammed Dâvûdî hazretleri Mısır’da yetişmiş olan İslam âlimlerindendir. Kahire’de Süyûtî hazretlerinden ilim tahsil etti. Zamanın önde gelen muhaddislerinden oldu. 945’te (m. 1539) vefat etti. Dâvûdî’nin en önemli eseri Tabakâ’tü’l-müfessirîn’dir. Bu eserinde hocası Süyûtî hazretlerinden şöyle bahseder:
Hocamın çok kerametlerini gördüm. Bir gün kaylûle zamanında (öğleden az önce) hocam bana; “Bugün ikindi namazını Mekke-i mükerremede kılmak isteriz. Ama bunu ben ölünceye kadar kimseye söylemeyeceksin” buyurdu. Ben de; “Peki Efendim” dedim. Mısır’da bulunuyorduk. Elimi tuttu ve “Gözlerini yum” buyurdu. Yumdum. Tahminen yirmiyedi adım kadar yürüdük. “Gözlerini aç” buyurdu. Açtım. Bir de ne göreyim? Mekke’de, Muallâ kapısının yanında idik. Mü’minlerin annesi hazret-i Hadîce, Fudayl bin Iyâd, Süfyân bin Uyeyne ve başkalarının kabirlerini ziyâret edip, Mescid-i Harâm’a girdik. Kâbe-i muazzamayı tavaf etti. Zemzem suyu içtik ve ikindi namazına kadar bekledik, İkindi namazını kıldık. Tekrar tavaf ettik. Zemzem suyu içtik ve sonra bana; “Kısa zamanda buraya gelmemizden ziyâde, buradaki mücavirlerden birinin Mısır’dan olup bizi tanımaması şaşılacak bir haldir, istersen benimle gel, istersen hac zamanına kadar burada kal” dedi. Sizinle gelmek istiyorum dedim. Muallâ kapısına kadar yürüdük ve bana; “Gözlerini yum” buyurdu. Yumdum. Yedi adım kadar hızlı yürüdük. Sonra; “Gözlerini aç” dedi. Açtım. Mısır’da, hareket ettiğimiz yerde idik. Ömer Fârıd’ı ziyâret etti. Sonra Süyûtî, merkebine bindi. Tolun Câmii yanındaki evine gittik…
Hocamın talebelerinden birisi, rüyada Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) gördü. Huzûrunda hocam Süyûtî hazretleri vardı ve O’na bazı hadîsleri soruyordu. Resûlullah efendimiz ona: “Söyle ey Şeyh-üs-sünne” buyuruyordu. Kendisi de aynı rüyayı gördü ve Resûlullah efendimiz ona; “Söyle ey Şeyh-ül-hadîs” buyurdu.
Yine hocamın talebelerinden Şeyh Abdülkâdir Şâzilî şöyle anlattı: “Bir gün hocam buyurdu ki:
-Uyanık hâlde Resûlullah efendimizi gördüm. Bana; ‘Ey Şeyh-ül-hadîs’ diye hitap etti. ‘Yâ Resûlallah, ben Cennet ehlinden miyim?’ diye arz ettim. ‘Evet’ buyurdu. ‘Hiç azap görmeden mi?’ dedim. ‘Senin için öyledir’ buyurdu.”

Comments are closed.