Hadis Hâfızı Ebû Mes’ud Dımaşkî

“Peygamber efendimiz, Hazreti Ali’ye soğuktan ve sıcaktan etkilenmemesi için dua buyurdu. Hazreti Ali ondan sonra ne sıcaktan, ne de soğuktan hiç etkilenmedi.”
Ebû Mes’ud Dımaşkî hazretleri Hadis hâfızıdır. Şam’da doğdu. Ha­dis ve ilim tahsili için Bağdat, Basra, Kü­fe, Ahvaz, Vâsıt ve İsfahan’a seyahatler yaptı. Hayatının son zamanlarında Bağdat’a yerleşti ve 401 (m. 1010) yılında orada genç yaşta vefat etti. Şöyle nakletmiştir:
Resûlullah efendimizin (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) yaptığı duaları cenâb-ı Hak kabul ederdi. Huzeyfe (radıyallahü anh) rivâyet etti: “Resûlullah efendimiz bir adama dua buyurduğu zaman, o duadan sadece o değil, çocuğu ve torunu bile faydalanırdı.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlattı: “Annem beni, Resûlullahın huzur-i şeriflerine götürüp, ‘Yâ Resûlallah! Enes’i senin hizmetine verdim. Allahü teâlâya onun için dua buyurur musunuz?’ dedi. Peygamber efendimiz de; ‘Allahım, onun malını ve evladını çoğalt, her verdiğin şeyde ona bereket ihsan et!’ diye duâ buyurdular.” Sonra, Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlattılar: “Vallahi, malım pek çoktur. Çocuğum ve torunum yüz civarında sayılmaktadır.”
Abdurrahman bin Avf hazretlerine de Peygamber efendimiz duada bulundular. Abdurrahman bin Avf (radıyallahü anh), “Resûlullah efendimizin duâsı bereketiyle yerden bir taş kaldırsam, mutlaka altında altın bulacağımı ümid ederdim. Allahü teâlâ bana bereket kapısını açtı” dedi. Abdurrahmân bin Avf vefat ettiğinde, kalan mirasından dört hanımından her birine seksen bin altın düştü. Büyük iyilikleri olan zat idi. Bir günde otuz köle azad etti. Yediyüz devesini, üzerindeki yükleri ile beraber Allah yolunda sadaka vermiştir…
Peygamber efendimiz, Hazreti Ali’ye (radıyallahü anh) soğuktan ve sıcaktan etkilenmemesi için dua buyurdu. Hazreti Ali ondan sonra ne sıcaktan, ne de soğuktan hiç etkilenmedi.
Tufeyl bin Âmir (radıyallahü anh), Peygamber efendimize; “Yâ Resûlallah! Bana dua buyur da kavmime karşı bir alametim olsun” diye arzusunu bildirdi. Peygamber efendimiz de “Ey Allahım! Onun için bir âyet, alamet yarat!” diye dua buyurdular. Tufeyl bin Âmir’in iki gözünün arasında bir nur parlayıverdi. Tufeyl bin Âmir “Yâ Resûlallah, iki gözü arasına işkence yapılmış, demelerinden korkuyorum” dedi. Ondan sonra bu nur alnından değneğinin ucuna geçti. Karanlık gecelerde onu ve etrafını aydınlatırdı. Kendisine “Nur sahibi” dediler.

Comments are closed.