“Hakkını helâl et!..”

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bir gün, çamurlu bir yoldan yürüyordu. Bir ara ayağı kayıp tam düşecekti ki, bir duvara tutunup, düşmekten zor kurtuldu. Ve hemen o duvarın sâhibini bulup;
– Kardeşim, düşmemek için senin duvarına tutundum. Duvardan bir miktar toprak düştü. Hakkını helâl et, buyurdu.
Adam Mecûsî imiş meğer.
Hayretle sordu:
– Sizin dîniniz bu kadar hassas mıdır?
Büyük velî;
– Elbette, İslâmda kul hakkı var, buyurdu.
– Kul hakkı mı?
– Evet. Bugün helâllaşmazsak, yarın mahşer gününde ödemek çok zor olur.
– Canım bu kadarcık şeyden ne çıkar?
– Olsun. Rabbimiz, her günahı affetse de kul hakkını affetmez. Onun için mutlaka helâl etmelisin.
Adam durdu, düşündü. Kalbine, hidâyet nurları dolmaya başladı ve;
– Ben hakkımı helâl ettim. Sen de bana İslâmı öğret, dedi.
Ve kelime-i şehâdeti söyleyip Müslüman oldu.

***

Bir gün de nasîhat istediler bu zattan.
– Bir günah işlediğinizde acele tövbe edin, buyurdu.
Sordular:
– Geçim darlığı için ne tavsiye edersiniz efendim?
Cevap aynıydı:
– Tövbe edin!
Bir başkası sordu;
– Çocuğumuz olmuyor efendim. Ne tavsiye edersiniz?
– Tövbe istiğfâr edin.
Adam şaşırdı:
– Çocuk için de mi tövbe edelim efendim?
– Evet, tövbe istiğfâr her kapının anahtarıdır. Onun açmadığı kapı yoktur, buyurdu.

Comments are closed.