Hakkınızı nasıl öderim?

Enver Ören Ağabeyim, hakkınızı nasıl öderim? Benim varlığımdan bile haberdar değilken; en zor günlerimde manevi olarak elinizi uzattınız. Siz firaset sahibiydiniz ve çook uzaklarınızda olanları bile görebiliyordunuz.
Gariplere, çaresizlere, yolunu şaşırmışlara ulaşabilmenin yollarını aradınız ömür boyu. Allahü tealanın izniyle muvaffak oldunuz.
Geceleri bizim için ağladınız, gündüzleri herkes için gülümsediniz. En yakınım beni anlayamadı ama siz, bütün dertlerimizi dinlediniz.
Acılarımızı, sevinçlerimizi paylaşıp rahatlamamız için, nice fedakârlıklarla kurduğunuz gazetenizde bizlere bile köşe ayırdınız. “Belki birilerinin ‘örnek hayat hikâyeleri’ birilerine vesile olur da kurtuluşa erişir” düşüncesiyle yazmaya yönlendirdiniz. Hatta ücret bile ödediniz.
Üzerlerine titreyerek büyütmeye çalıştığım iki oğlumu ellerinden tutup size getirmeyi: “Enver Abi, bunlar iyi yetişsinler, dünya ve ahiret hayatı için insanlara faydalı olsunlar istiyorum ama içinde bulunduğum şartlar buna elverişli değil. Tek başıma beceremiyorum; bunları size hizmet etmeleri için yanınıza getirdim. Lütfen bunlara sahip çıkın” diyebilmeyi ne çok istemiştim.
Ama onca meşguliyetinizin arasında bir de biz meşgul etmeyelim düşüncesiyle vazgeçmiştim. Hâlbuki siz bunları hissetmişçesine çeşitli yayın vesilesiyle bize ulaşmıştınız. Yıllar sonra büyük oğlum sizin kurduğunuz müesseselerin birinde işe başladı. Biraz geç olsa da sizin sohbetlerinizde bulunma nimetine kavuştu.
Bir gün sizi evinizde ziyaret edip bunları söyleyip teşekkür edecektim. Ne yazık ki dünya gözüyle sizi görmek kısmet değilmiş.
Son yolculuğunuzda her zamanki gibi uzağınızdaydım. Oğlum Fatih’le size selam gönderdim. TGRT HABER ekranından izledim. Gülümserken hüzünlenen yüzünüz yüreğimde öyle derin yaralar açtı ki; bedenim toprak oluncaya kadar bu yara dinmez…
Yokluğunuza nasıl alışılır bilemiyorum? Aramızda olduğunuzu bilmek bile bize güç veriyordu. Kolumuz kanadımız kırıldı. Bizlere kalan mirasınız dünya ve ahiret saadetimize vesile olmaya devam edecektir. Tek tesellimiz, bayrağınızı devralan vârislerinizin sizi örnek alarak yetişmeleridir. Sevgi dolu yüreğinizden, yüreklere serptiğiniz sevgi tomurcukları siz varmışçasına büyüyüp sarmaşık gülleri gibi her yerleri saracak. Sevdikleriniz sevginize layık olmaya çalışacaklar inşallah.
Mekânınız cennet olsun. Burada huzur bulmamıza vesile olduğunuz gibi ahiret yurdunda da kurtuluşumuza vesile olursunuz inşallah. Türkiye’mizin başı sağ olsun… Kederleri huzur olarak yaşamasına vesile olduğunuz minnettarlarınızdan sadece birisi…
N. (Atila) Koç-Ankara

Comments are closed.