Said bin Müsseyyeb (radıyallahü anh) anlatıyor:
Selman-ı Farisi, bana;
“Ey kardeşim! Hangimiz evvel vefat edersek, vefat eden, kendini hayatta olana göstersin” dedi.
Ben de sordum:
“Bu mümkün mü?”
“Mümkündür” dedi.
Ve ardından;
“Müminin ruhu bedeninden ayrılınca istediği yere gidebilir. Kâfirlerin ruhu ise cehennemde, Siccin denen bir yerde hapsedilmiştir” dedi.
Sonra vefat etti.
● ● ●
Yine o anlatır:
“Bir gün kaylule yapıyordum. Yâni öğleden evvel uyuyordum.
Hazret-i Selman’ın geldiğini gördüm.
Selâm verdi ve;
“Tevekkül et, zira tevekkül, güzel haslettir” dedi.
Hazret-i Ali de;
“Selman-ı Farisi, evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini bilen, bitmez tükenmez bir denizdir” buyurdu.
● ● ●
Selman-ı Farisi (radıyallahü anh) hakkında, Muhacirlerle Ensar arasında;
“Selman sizden mi, yoksa bizden mi?” diye bir ihtilâf çıktı.
Sevgili Efendimiz;
“Selman bizdendir, yâni Ehl-i Beyt’tendir” buyurdu.
Hadîs-i şerifte;
“Cennet üç kişiye âşıktır. Aliyy-ül- Mürteza, Ammar bin Yaser ve Selman-ı Farisi” buyuruldu.