Tekfurlar Osmân Gâzi‘yi öldürmek için bir plan yaptılar. Şöyle ki: Yarhisar tekfurunun kızı Helofira, Bilecik tekfuruyla evleniyordu. Düğüne Osmân Bey’i de dâvet ettiler. Dâveti, Köse Mihâl’le ilettiler.
Osmân Bey sordu:
“Keferenin niyeti nedir?”
Köse Mihâl;
“Seni öldürecekler” dedi.
Osmân Bey düşündü.
Biraz tefekkür etti.
Ve cevâben;
“Git de ki, dâvetinize icâbet edecek ve kırk hâtun ile kırk sandık dolusu hediye gönderecek” dedi.
Köse Mihâl peki dedi.
Ve gidip söyledi.
Tekfur şaşırıp;
“Doğru mu dersin ey Mihâl. Kırk sandık hediyeyi, o bize neden versin?” dedi.
Düğün günü geldi.
Osmân Bey göründü.
Sonra kırk Yörük hâtun.
Ve kırk sandık hediye.
Prensesler koşup karşıladılar.
Vaktiydi gayri.
Osmân Bey kalktı.
“Yâ Allah! Bismillah! Allahü ekber!“ diye kükredi.
Kırk Yörük hâtun, başlarındaki yaşmakları atınca, ortaya kırk Osmânlı yiğidi çıktı.
Sandıklar açıldı.
Her sandıktan bir yiğit çıktı.
Palabıyık kırk Osmânlı levendi.
Çektiler kılıçları.
Ortalık kan gölüne döndü.
Helofira esir alındı. Osmân Gâzi, güzel geline Nilüfer dedi ve Onu oğlu Orhan Bey’le evlendirdi.