Heratlı Âlim Kasım bin Sellâm

Kasım bin Sellâm hazretleri fıkıh, hadis ve kıraat âlimdir. 154 (m. 771)’de Afganistan’da Herat’ta doğdu. Uzun bir tahsil hayatından sonra çeşitli ilimlere dair eserler kaleme aldı. Hacca gittikten sonra 224 (m. 838)’de Mekke’de vefat etti. Bir dersinde, “Peygamberlerin kabirlerinde diri olması” hakkında şunları anlattı:

Evs bin Evs’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)  buyurdu ki: “En faziletli gün, Cuma günüdür. Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı Cuma günü yarattı. Kıyâmet, Cuma günü kopar. Cuma günleri bana çok salevât okuyunuz! Bunlar bana bildirilir.” Bunun üzerine Eshâb-ı kirâm; “Öldükten sonra da bildirilir mi?” diye sorduklarında; “Toprak, peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mü’min bana salevât okuyunca, bir melek bana haber vererek, ümmetinden falan oğlu filân sana selâm söyledi ve duâ etti der” buyurdu.

Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin yüzaltmışdokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen; “Allah yolunda şehîd olanları ölü sanmayınız! Onlar, Rablerinin yanında diridirler, rızıklandırılmaktadırlar” buyurarak, şehidlerin diri oldukları sabit olunca, Peygamberlerin diri olması birkaç yönden sabittir. Birincisi; şehidlerin bu şekilde diri olmaları, onlar için şerefli bir rütbedir. Bu, Allahü teâlânın onlara bir lütfudur. Ancak Peygamberlerin rütbesinden daha yüksek bir rütbe yoktur. Şüphesiz Peygamberlerin hâli, bütün şehidlerin hâlinden daha yüksek ve kâmildir. Bu sebeple, şehid için kâmil bir durum hâsıl olup da, Peygamberler için olmaması imkânsızdır. İkincisi; bu rütbe, şehid olanlara Allah yolunda canlarını feda etmeleri sebebiyle verilmiştir. Resûlullah efendimiz, Allah yolunda can feda etme yolunu bize göstermiş, buna bizi davet etmiştir. Resûl-i ekrem efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Bir kimse güzel, yani İslâmiyete uygun çığır açarsa, bu yolda bulunanların her birine verilen sevap gibi, buna da verilir. Kim de kötü, yani İslâmiyete uygun olmayan çığır açarsa, bu yolda bulunanların herbirine yazılan günah gibi, buna da günah yazılır” buyurdu. İşte, şehid için hâsıl olan sevap, Resûlullah için de vardır. Üçüncüsü; Resûlullah efendimiz şehiddir. Peygamber efendimiz son hastalığında; “Hayber’de yemiş olduğum yemeğin acısını her zaman duyarım. O gün yediğim zehir, şimdi aort damarımı koparmaktadır” buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, Resûlullahın şehîd olarak vefât ettiğini bildiriyor.

Comments are closed.