Hey, Abdullah! Başın nerede?

Abdülvehhab Sancaktari (rahmetullahi aleyh), Anadolu Evliyasındandır… Ona “Abdullah” derlerdi o havalide.
Kabr-i şerifi İznik’tedir.
İslâm orduları İznik’i kuşattığında o sancaktardı ve kahramanca savaştı elinde sancakla…
Çok düşman askeri öldürdü!
Bir ara düşman askerleriyle fena hâlde sarıldı etrafı.
Kâfirler, dört bir yandan ok yağmuruna tuttular bu zatı!
Yalnız kalmıştı…
Ve çaresizdi…
Vücuduna onlarca ok saplandı bir anda!
Her yerinden kan fışkırıyordu!
O ise savaşa devam ediyordu.
Derken bir kılıç darbesiyle başı kesildi!
Ama o, savaşı bırakmadı yine.
Başı kesilmiş hâlde savaşıyordu ki seslendi bir arkadaşı:
“Hey, Abdullah! Başın nerede?”
O, bu sesi duydu.
Eğilip aldı başını yerden.
Koltuğuna sıkıştırdı.
Ve tırmandı tepeye…
Zirveye varınca, serildi sıcak toprağa!
Kesik başı koltuğunun altındaydı!
Kanlı elbisesiyle defnedildi o yere!
Zira şehit yıkanmaz.
Kefenlenmez.
Şehidin kefeni, elbisesidir.
Öylece defnedilir.
Ne büyük şeref…

Comments are closed.