Hibetullah ibn-i Bârizî

Hibetullah ibn-i Bârizî rahmetullahi aleyh, fıkıh, hadîs ve tefsîr âlimidir. 645 (m. 1247) senesinde Suriye’nin Hama şehrinde doğdu. 728 (m. 1328) senesinde vefât etti. “El-Vefâ fî ehâdîs-il-Mustafâ” isimli kitabında şunları yazmaktadır:
“Câbir bin Abdullah “radıyallahü anh” şöyle anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” ile bir sefere çıkmıştık. Yolculuk sırasında bir gün, ‘Ey Câbir, matara ile su getir!’ buyurdu. Bir matara su getirdim. Yolda giderken birbirine dört arşın mesâfede iki ağaç gördük. ‘Şu ağaçlardan birine söyle, diğerinin yanına gitsin’ buyurdu. Söyledim, ağaçlar yan yana geldiler. Resûlullah o ağaçların arkasında kazâ-i hâcet eyledi. Sonra ağaçlar yerine gitti. Sonra develerimize binip yola devâm ettik… Karşımıza kucağında çocuğu ile bir kadın çıktı. ‘Yâ Resûlallah! Bu oğlancığı üç defadır cin tutar’ dedi. Resûlullah efendimiz durdu. Çocuğu alıp devenin palanı üzerine koydu. Üç defa ‘Ey Allahın düşmânı çık!’ buyurdu. Sonra çocuğu annesine verdi… Seferden dönüşümüzde aynı yere gelince, o kadın çocuğu ile birlikde yine karşımıza çıktı. İki koyun getirmişti. ‘Yâ Resûlallah! Bunlar benim hediyemdir, kabûl buyurun. Seni Peygamber olarak gönderen Allah hakkı için, sizinle ilk karşılaşdığımız günden beri, çocuğu cin tutmadı’ dedi. Resûlullahın efendimiz emri üzerine koyunun birini aldık, birini de kadına bıraktık. Sonra yola devâm ettik… Birdenbire karşımıza bir deve çıktı. Gelip Resûlullahın huzûrunda başını yere koyarak secde etti. Resûlullah bize, ‘Halka sesleniniz toplansınlar!’ buyurdu. Halkı çağırdık, toplandılar. Resûlullah onlara ‘Bu deve kimindir?’ diye sordu. Ensârdan bir cemâ’at, ‘Bizimdir yâ Resûlallah’ dediler. ‘Bu deveye ne yaptınız?’ diye sordu. ‘Bu deveyle yirmi senedir su çekerdik. Şimdi onu boğazlamak istedik, kaçtı’ dediler. Resûlullah, ‘Bunu bana satınız!’ buyurdu. ‘Sizin olsun yâ Resûlallah’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz ‘Bu deve benim oldu. Artık onu eceli gelinceye kadar hoş tutunuz, boğazlamayınız’ buyurdu. Orada bulunan Müslümânlar, ‘Yâ Resûlallah, sana secde etmeye biz hayvânlardan dahâ lâyık değilmiyiz? Biz niçin yapmayalım?’ dediler. Resûlullah buyurdu ki:
-Kimsenin Allahü teâlâdan başkasına secde etmesi câiz değildir. Eğer câiz olsaydı, kadınların kocalarına secde etmeleri gerekirdi.

Comments are closed.