Himmetzade Abdullah Efendi

Himmetzade Abdullah Efendi, Osmanlı âlimlerinden olup, Bayrâmiyye şeyhlerinden Himmet Efendi’nin oğludur. 1050 (m. 1640)’da İstanbul’da doğdu ve tefsir ve hadis ilimlerinde tahsil yaptı. Bayrâmiyye tarikatına intisap ede­rek babasına mürid oldu. İstanbul’un çeşitli camilerinde vaizlik yaptı. Sultan II. Mustafa’nın Avusturya seferi­ne ordu vaizi olarak katıldı. 1122 (m. 1710)’de İstanbul’da vefat etti. Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), hayatını konu alan Gencîne-i İ’câz isimli eserinde şöyle anlatır:
İbn-i İshâk “Sîret’in-nebî” kitabında şöyle nakleder: Resûlullah efendimiz, Miracını anlatırken, Kur’ân-ı kerîmde bildirildiği gibi, Mescid-i Aksâ’ya uğradıklarını söyledi. Kureyşliler, Onun Mescid-i Aksâ’yı dahâ önce görmediğini biliyorlardı. Mescid-i Aksâ’nın şeklini sordular. O sırada Cebrâîl “aleyhisselâm” Mescid-i Aksâ’yı Resûlullah efendimizin gözlerinin önüne getirdi. Sorulan şeylere Mescid-i Aksâ’yı seyrederek cevap verdi. Ayrıca Kureyşlilerin Şam’a gitmiş olan bir kervanından haber sordular. “Kervan yoldadır. Ben onlara uğradığım zaman, falan kişi deve üstünde oturmuştu. Hava soğuk idi. Kölesinden kilim istedi. Ben susamıştım. Falan kimsenin bardağından su içtim. Bir kimse bir şey kaybetmişti. Onu arayıp buldular. Bizim Burak’ımızdan kervandaki develer ürktü ve etrafa dağıldılar. Eğer develeri toplamak için çok oyalanmazlarsa, falan gün güneş doğarken Mekke’ye gelirler” buyurdu. Kervanın geleceğini söylediği gün müşrikler iki grup oldular. Bir gurubu kervanın geleceği tarafı, bir grup da güneşin doğacağı tarafı gözetlemeye başladılar…
Kervanı gözetleyenler aniden, “işte kervan geldi2 diye bağrıştılar. O ânda güneşin doğuşunu gözetleyenler de, “işte güneş doğuyor” diye bağrıştılar. Kervanı karşıladılar ve anlatılanları ve başlarından geçen hâdiseleri tek tek sordular. Hepsinin doğru olduğunu öğrendiler. Fakat inâtlarından ve kibirlerinden dolayı iman etmediler. İnkârları ve kibirleri arttı. “Allahü teâlânın dalâlette bıraktığını, kimse hidayete erdiremez.” Yûnüs bin Bükeyr, İbn-i İshâk’ın siretine ilâveten şöyle demiştir: O gün güneşin doğması, kafilenin gelmesine kadar Allahü teâlâ tarafından geciktirilmiştir…

Comments are closed.