İblisin sevdiği kimse!

Yahyâ bin Zekeriyyâ aleyhisselam bir defasında İblîs’e rastladı. “Ey İblîs! Bana söyle, insanlardan en çok kimi seviyorsun ve onlardan en çok kime kızıyorsun?” deyince, İblîs şöyle cevap verdi: “Bana göre insanların en sevimlisi, cimri mü’mindir. En çok kızdığım da, günahkâr fakat cömert olan kimsedir.”
Yahyâ aleyhisselâm, İblîs’e bunun sebebini sorunca, İblîs; “Mü’minin cimriliği benim için kâfidir. Günahkâr fakat cömert olana gelince, Allahü teâlânın, onu cömert olduğundan dolayı affedeceğinden korkuyorum. Eğer bu suâli sen değil de bir başkası sorsaydı, cevap vermezdim” dedi.
Allahü teâlâ cimriliği zemmedip kötülemiştir. Bu husûsta âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler çoktur.
Resûlullah efendimiz, “Allahım! Cimrilikten sana sığınırım” buyurmuştur.
Başka bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Cimrilik, dünyâya rağbetin, cömertlik de zühdün meyvesidir.”
Cimrilik; verilmesi îcâb edeni vermemektir. Verilmesi îcâb eden şeyi veren, cimrilikten kurtulur. Vermesi vâcib olan ve vâcib olmayan yerlerde vermeyi zor görmek de cimriliktir.
Cimri, vermesi îcâb eden yerde vermemeyi, mala düşkün olmayı tercih eder. Gönül rızâsı ve hoşluğuyla vermekten çekinir. Verdiği zaman malının tükeneceğinden, vefatından sonra çoluk-çocuğunun aç kalacağından, hattâ ileride kendisinin bu duruma düşeceğinden endişe eder. Cimriliğin altında; mal sevgisi, uzun emel ve çoluk-çocuk sevgisi yatmaktadır.
Cimrilik, insanın parayı sevmesinden de hâsıl olabilir. Bazı kimseler vardır ki, çok malı, parası vardır. Çoluk-çocuğu da yoktur ki onlar için biriktiriyor denilsin. Hâl böyle iken, malının zekâtını vermez. Başka ihtiyâç sahiplerine yardımda bulunmaz. Hattâ kendi ihtiyâçları için bile harcamaz. Onun bütün rağbeti, en büyük arzusu ve en çok lezzet aldığı şey, paralarını yanında ve elinde görmektir. Kalbi bundan zevk alır. Öleceğini bilen ve bütün mallarının, mirasçılarına kalacağını bilen bir kimsenin bu derece gaflet içinde bulunmasına, mala, mülke bu kadar gönül vermesine ne kadar şaşılır!.

 

Comments are closed.