[Dünden devam]
Zamanın şeyhülislamı matbaanın Osmanlı’ya girmesi için fetva verdiği hâlde, kabul etmemekte direnenler çıkmıştır. İmam-ı Rabbânî hazretlerinin bildirdiğine göre, Medine’deki bir âlim, bid’atlere alıştığı için, Hazret-i Mehdi’nin sünnet olarak bildirdiklerini kabul etmeyecek, (Bu adam dinimizi yıkacak) diye, Hazret-i Mehdi’ye karşı gelecektir.
Şimdi bazıları, caiz olan mezhep taklidine, Medineli bid’at ehli âlim gibi saldırıyorlar. Yanlış görüşlerini ispat için, mason şeyhülislamların, mesela Musa Kâzım gibilerin ipine sarılıyorlar. Mason Abduh’un çömezleri de, hiç mezhep tanımayarak, hangi hüküm akıllarına yatıyorsa ona tâbi oluyorlar. (Şevkani’nin bu kavlini, Mâlikî’nin bu görüşünü tercih ederiz) diyerek ortaya mezhepsizlik üzerine kurulu yeni bir din çıkarmaya çalışıyorlar.
Ehl-i sünnet ulemasının yolu, bir harac [sıkıntı] olunca başka mezhebi taklittir. Ama yeni duydukları doğru bilgileri, kabul etmekte zorlanan bazıları, bu işte taassup gösteriyor, taklidi başka mezhebe geçmek sanıyorlar.
Ödünç almakta zorluk çeken birine, (Mâlikî’yi taklit et, gün tayin ederek ödünç al!) denmiş. (Olur mu öyle şey?) diyerek itiraz etmiş. Sonra, delilleri gösterince, (Evet doğru, ama alışmadığımız için kabullenmek bize zor geliyor) diye itiraf etmek faziletini göstermiş. Kibirliler, bu kadar fazileti de gösteremiyorlar. Hak olan mezheplerin rahmet olan ayrılıklarından, yine o âlimlere uyarak faydalanmaktan kaçınmak, ahmaklık mı, cahillik mi, yoksa kibir mi? Belki her üçü de vardır.
(Ehl-i sünnetim) dediği hâlde, taassup ehli gibi düşünenler de oluyor. Mesela daha önce Şâfiî’yi taklit etmişse, Mâlikî daha kolay diye Mâlikî’yi taklit etmeyi veya harac olunca, o konuda başka mezhebe uymayı caiz görmüyorlar.
İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Gerektiğinde en kolay fetvaya uymalı. Allahü teâlâ, insanlara güç gelen şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insanın zayıf, dayanıksız yaratıldığını bildiriyor. Kur’an-ı kerimde, (Allah, size kolaylık ister, zorluk, güçlük istemez) buyuruldu.
Allahü teâlâ böyle isterken, Resûlü ve onun vârisi olan âlimler böyle bildirirken, ihtiyaç olunca kolay kavle uymayı ve o konuda başka bir hak mezhebi taklit etmeyi öcü gibi görmek ne büyük taassuptur. [Devamı var]