Ebussuûd Cârihî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. İlim ve edebi Şehâbeddîn Merhûmî’den öğrendi. Tasavvuf yoluna girdi. Hârika ve kerâmetler sahibi idi. Çok talebe yetiştirdi. 930 (m. 1523) senesinde Mısır’da vefât etti. Hikmetli sözleri çoktur. Bu sözlerinden bazıları şunlardır:
Bir kimse, devamlı olarak hakkı, doğruyu öğrenmeyi talep etmekle meşgul olursa, Allahü teâlânın râzı olup beğendiği hak yoldan sapmaması kuvvetle umulur. Yine bir kimsenin meşgalesi, matlûbu (aradığı maksadı) olursa, bunun da bir duraklama olmadan yoluna devam etmesi umulur. Talep, zâhirin, yani beş duyu organımızın matlûbu ise bâtının, yani kalbin meşgalesidir. Duyu organlarımızın selâmeti, düzelmesi, kalbin düzelmesi ile mümkündür. Kalbin selâmeti de, dışımıza bağlıdır. (Göz, kulak, gibi duyu organlarımız ne ile meşgul olursa, kalb de onunla meşgul olur.)”
O, yine şöyle buyurdu: “Kendine nasihat edip doğru yolda bulunmayan kimse, sana nasihat edemez. Kendisini aldatan o kimsenin, seni de aldatmasından kork, ondan emîn olma!”
“Bir kimse, seni dünyalık olan şeylerle anar ve senin yanında onları överse, ondan kaçın! Yine bir kimse, Rabbine karşı senin gaflete dalmana sebep olursa, ondan yüz çevir, derhal ayrıl. Kalbinde dünya sevgisini doğuran her türlü maddî düşünceyi ve buna benzer meşgaleleri kalbinden söküp at. Seni, Allahü teâlâyı hatırlamaktan alıkoyan her ne olursa olsun, bundan yüz çevir! Kafanda ve kalbinde yer eden lüzumsuz hatıralarla oyalanıp durmaktan sakın. Böyle olan düşüncelerden keder meydana gelir. Çok kere kederden de gaflet hâsıl olur. Böyle olunca da, insanda nefsâni arzular harekete geçer. Bu istek kuvvet bulunca, boş ve faydasız şeylerle uğraşmak arzusu hâsıl olur. Bu arzular galip gelince, kalp zayıflar ve nuru söner. Çok defa tamamen telef olur ve akıl ondan sıyrılıp gider. Artık bundan sonra, sanki kalbin üzerine bir perde gerilmiş olur.”
“Daima Allaha istiğfar edici olman lâzımdır. O’na istiğfar etmekten, yalvarıp bağışlanmanı istemekten âciz kalırsan; o takdîrde, Allahü teâlâ ile meşgûl ol, daima O’nu hatırla. Bundan da âciz kalırsan, Allaha tâat ile, O’na kulluk ile meşgul olmalısın. Çünkü, insanı yükseltecek olan şeylerin başı tâattir, O’na kulluk etmektir. Onu terk eden, terakki yoluna giremez, yükselemez.”