Balıkesir’in Sındırgı kazasında yaşayan velilerden Kılavuz Dede’nin kedisi, gelip yattı paltosunun eteğine.
Sonra da uyudu.
Az zaman geçti.
Namaz vakti camiye gitmek için kalkmak isteyince fark etti mübarek. Uyanmasını bekledi. Ancak uyanmadı hayvan. Kendi de uyandırmadı.
Yattığı yeri kesti.
Ve namaza gitti.
Gelince, o parçayı tekrar dikti paltosuna.
***
Dert babasıydı insanların. Başı sıkışan ona koşardı. O da çare bulmaya çalışırdı.
Ya dua ederdi
Ya da nasihat.
Bazısına da beyaz kâğıda parmağıyla dua yazıp verirdi. Allah’ın izniyle dilekleri hasıl olur, kurtulurlardı dertlerinden.
***
Bir gün yine birine böyle parmağıyla yazdığı kâğıdı verip göndermişti.
Adam kâğıdı aldı.
Fakat aklı almadı.
“Parmakla yazı mı yazılır?” diyordu içinden. Bir ay sonra aynı kâğıdı alıp geldi.
Kâğıdı uzatıp “Hocam, benim şöyle şöyle bir derdim var. Şuna bir dua yazar mısınız” dedi.
O da kâğıdı aldı.
Şöyle bir baktı.
Sonra geri verip “Daha önce yazmışız. Tekrar yazmamıza lüzum yok” buyurdu.
Adam mahcup oldu.
Ayrılıp giderken:
“Ah, yer yarılsa da…” diyordu içinden.