İşiniz hep böyle rast gitmez

Ya 1999’du ya 2000 yılı… Tam olarak senesini hatırlayamıyorum.

O sabah da erkenden kalktım. Kahvaltımı yapıp işime gitmek için aşağıya indim. Arabamı park ettiğim yere gittim. Bir de ne göreyim? Araba yerinde yok… Hay Allah!.. Şaşırdım. Nereye gider bu araba? Sağa baktım sola baktım… İleri gittim geri geldim. Araba yerinde yok işte… 
Tepemden aşağı kaynar sular döküldü… Üzerine alınmak istemese de gerçek acı olarak karşımda duruyordu… Arabamı gece çalmışlardı…
Moralim çok bozuldu… İşe gidememek ayrı bir üzüntü… Çalınan aracın peşine düşmek ayrı bir külfet… Bulup bulamama kaygısı ayrı bir stres…
Düşüncelerim allak bullak olmuş halde en yakın karakola gidip durumu anlattım. Verdiğim bilgiler doğrultusunda rapor tutuldu. Arama başlatıldı… Ben de o bozuk moralle işime döndüm…  Artık kulağım gelecek telefonlardaydı…
Bir gün geçti yok… İki gün geçti, üç gün geçti yok… Aracım henüz 4-5 yaşında falan… Araba benim elim ayağımdı… İşimi onunla yapıyordum. Haliyle bütün işlerim aksamaya başlamıştı… Bayağı üzülüyordum…
Dördüncü günün gecesi gördüğüm bir rüya beni ferahlandırdı… Ertesi sabah kalktığımda üzerimde bir ferahlık vardı. 
Hanım bile fark etmişti:
-Hayırdır bu sabah yüzün gülümsüyor? Çocuk gibi neşelisin.
-İçime doğdu. Bugün bu arabayı bulacağız…
Gördüğüm rüyayı anlattım. O rüyanın bize müjde anlamına geldiğini söyledim. Kendimden emin, böyle konuşmama eşim de mutlu olmuştu… 
Evden işe gitmek için çıktım. İş yerinden de bir toplantı için arkadaşın arabasıyla birlikte yola çıktık. Seyir halinde iken ofisten aradılar:
-Aksaray Polis Karakolundan aradılar. Sizin aracı bulmuşlar.
Arabasında olduğum arkadaşın kayınbiraderi de gideceğimiz karakolda çalışıyormuş. Karakolun adresini bulmakta hiç zorlanmadık. Gidip kendimizi tanıttık. Aracın bulunduğunu söylediler. Fakat sürpriz bir şey oldu.
Araç benim ama ruhsat sahibi ben değildim. Otomatikman aracı alabilmek için ruhsat sahibinin gelmesi gerekiyordu. Hiç aklıma gelmemişti.
Ben arabayı bir arkadaştan almıştım. Meğer ruhsat onun üzerine de değilmiş. Şu ihmale bakın… Bir başka arkadaşın üzerine iken masraf olmasın diye o da devralmamış… Ben de kendi üzerime almak için hassasiyet göstermemişim… Bu gibi ihmalin böylesi durumlarda insanın başına neler açabildiğini bu vesileyle öğrenmiş oldum.
Aracı ruhsat sahibine ulaşarak aldırdık ama hayli meşakkatli oldu… Tavsiyemiz o ki aldığınız aracın ruhsatını da en kısa zamanda kendi üzerinize alın. Her zaman işiniz böyle rast gitmeyebilir!.. 
           Abdulkadir Ateş-Yozgat

Comments are closed.