Bostanzâde Yahya Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Aslen Manisalı olup İstanbul’da çeşitli medreselerde müderrislik ve İstanbul Kadılığı görevlerinde bulundu. Sonra Anadolu Kadıaskerliğine, nihayet Rumeli Kadıaskerliğine getirildi. 1049’da (m. 1639) İstanbul’da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Hazret-i Ali’nin “radıyallahü anh” faziletleri ve üstünlükleri söze ve yazıya sığmaz. Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” şöyle rivayet etmiştir: Resûlullah Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” (Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır. Beni seven Ali’yi sever) buyurdu. [Mevlâ, “Sevilen kimse” demektir.]
Berâ bin Âzib “radıyallahü anh” şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Resûlullah Efendimiz hazret-i Alînin “radıyallahü anh” elinden tutup buyurdu ki: “Ben mü’minlere nefislerinden sevgili değil miyim?” Orada bulunanlar, “Evet yâ Resûlallah, seni nefislerimizden çok severiz” dediler. Sonra hazret-i Ali “radıyallahü anh” için, (Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır! Yâ Rabbi, onu seveni sev! Onu sevmeyeni sevme!) buyurdu. Ali bin Ebî Tâlib “radıyallahü anh” âriflerin başıdır. O kendisinden önce kimsenin söylemediği ve kendisinden sonra da benzerini dahi kimsenin söyleyemediği şeyleri söylemiştir. Bir gün minber üzerinde: “Bana Arş’ın altındakilerden sorunuz. Benim kalbim ilimle doludur. Allahü teâlâya yemin ederim ki, eğer izin verilse, Tevrat’ta ve İncil’de olan şeyleri söylerdim ve benim sözlerimi tasdik ederlerdi, buyurmuştur. O mecliste Da’leb Yemânî adında bir kimse vardı. Hazret-i Ali’nin bu sözlerini duyunca, “Bu kişi ne söylüyor, ona bir soru sorayım da rüsva edeyim” dedi. Kalkıp, “Yâ Ali, Rabbini gördün mü, diye sordu. Hazret-i Ali, “Görmediğim Rabbime tapmıyorum” dedi. Da’leb: “Nasıl gördün” diye sordu. Hazret-i Ali “Baş gözü ile görülmez, ancak kalbler hakiki yakîn ile görür. Rabbim birdir, ortağı ve benzeri yoktur. Mekanı yoktur. Üzerinden zaman geçmez, hislerle anlaşılmaz, mahluklara kıyaslanmaz” buyurdu. Da’leb Yemânî bu sözleri duyunca feryat edip düştü ve bayıldı. Ayılınca Hazret-i Ali ona dedi ki: “Şunu bilmelisin ki, İbni Abbâs “radıyallahü anhümâ” şöyle buyurmuştur: Ali’ye ilmin onda dokuzu verilmiştir. Onda birine de ortaktır.”