Kadızâde Ahmed Emîn Efendi

Kadızâde Ahmed Emîn Efendi Osmanlı âlimlerindendir. 1133 (m. 1720)’de doğdu. 1197 (m. 1783)’de de vefât etti. “Birgivî Vasıyyetnamesi”ni şerh etti. “Birgivî şerhi” ismiyle meşhûr “Ferâid-ül-Fevâid fî beyân-il-Akâid” kitabını yazdı. Bu kitabında kıyâmet alâmetleri kısmında buyuruluyor ki:

Kıyâmet alâmetleri çokdur. Niceleri görünmüştür. Allahü teâlânın yardımı ile birkaç tanesini bildirelim. Böylece öğrenilmiş, dünyâ hâli ve insanların durumu anlaşılmış olur… Allahü teâlâ Enbiyâ sûresinin 1. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki: “İnsanların hesapları yaklaştı, hâlbuki onlar gaflet içinde olduğundan nasihat ve tâatten kaçınıyorlar.” İmâm-ı Buhârî İbn-i Ömer’den “radıyallahü anhümâ” bildirir: Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“Geçmiş ümmetlerin zamanlarına kıyas ile sizin zamanınız, ikindi vaktinden akşama kadar olan vakit gibidir.” Meselâ bütün ümmetlerin ömrü bir gün farz olunsa, ikindi zamanına kadar diğer ümmetlerin zamanları idi. İkindiden akşama kadar ümmet-i Muhammed’in zamanıdır. Akşam vakti kıyâmetin başlangıcıdır. Ertesi sabah kabirden kalkmanın evvelidir. Kıyâmetin yaklaştığına delîl çokdur. Bazıları şunlardır:

Cahillik çok olup, ilim az olmak. Câhiller başa geçip, cahillikleri ile insanlara hükmetmek. Hâkimlik, müderrislik ve müftîlik gibi emânetler sahiblerine verilmemek. Âlimlerde zulüm ve fısk olup, ibâdet edenler câhil olmak. Zararından kurtulmak için, insanlara ikram olunmak. Erkek, karısına uyup, anasına-babasına muhalefet ve isyan etmek. Sonra gelenler, önce gelmiş olanlara ‘câhil ve bir şey bilmezlerdi’ demek. Emîn, güvenilecek kimseler azalıp, ‘filân mahallede bir emîn kimse var imiş’ diye söylemek. ‘Filân kimse akıllı ve nâzik kimsedir’ dediklerinde, aslında o kimsede zerre kadar îmân bulunmamak. Bid’atler çıkıp, sünnet terk olunmak, insanlarda sevgi kalmamak. Doğru söyleyene insanlar kızıp, onu başlarından kovmaya, işinden ayırmaya çalışmak. Gençler fâsık olup, kadınlar işi azıtmak. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker terk olunup, günahla emir olunup, iyilikten nehyolunmak. Dîne âit işler ayıp sayılıp terk olunmak. Günah olan şeyler yapılıp âdet olmak. Âlimleri bırakıp, câhillere uymak.

Comments are closed.