Dâi Mehmet Efendi rahmetullahi aleyh, Gelibolu’nun bir köyünde yaşayan bir ‘Allah dostu’dur. Bir gün çıktı köyünden. Gelibolu’ya gidecekti.
Yolda yorulup oturdu bir gölgelikte. Ve uyuyakaldı. Ancak Gelibolu kolağası, sarhoş sandı bu Allah dostunu.
Ve dürtüp uyandırdı kabaca:
– Kalk, kimsin sen. Sarhoşsun üstelik.
Mübarek zat;
– Hayır ben içki içmem, buyurdu.
– Yalan söylüyorsun. Düş önüme! dedi ve götürüp hapsetti.
Büyük zat tekrar îkaz etti:
– Yapma pişman olursun!
Cevap bile vermedi. Ama kalbi incinmişti büyük zâtın. Kırık kalble Hasbünallah! Yâni Allah bana kâfidir, dedi.
O Hasbünallah! dediğinde, kolağası felç oldu evinde.
Tutmaz oldu eli ayağı.
Hemen anladı hatâsını.
– Eyvah! Ben ne yaptım? dedi.
Ve sedyeyle gitti hapishaneye.
Onu hapisten çıkarıp;
– Pişmanım ne olur affet, dedi.
Büyük velî acıdı yine.
– Tamam affettim, buyurdu.
O affettim der demez iyileşti adam.
Sedye ile geldiği hapishaneden, yürüyerek gitti evine.
Dahası talebesi olup, ömür boyu hizmet etti kendisine.
***
Bir gün de bu zata;
– Efendim, en akıllı ve en ahmak insan kimdir? diye sordular.
Cevabında;
– En akıllı insan, ölüme hazırlanan, en ahmak olan ise dünyaya tapan‘dır, buyurdu.
– İhlâs nedir? dediklerinde;
– İhlâs, her şeyi Allah emrettiği için yapmaktır, buyurdu.