Ahmed bin Muhammed Fûrekî hazretleri Eş’ari mezhebi kelâm âlimidir. 408 (m. 1017)’de İran’da Nîşâbur’da doğdu. İbn-i Fûrek’in torunu olup nisbesini ondan almıştır. Kelâm ilmini Ebü’l-Hasan el-Kazzâz’dan tahsil etti. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’le birlikte Bağdat’a gitti ve Nizamiye Medresesi’nde dersler verdi. 478 (m. 1085) Bağdat’ta vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlânın fiillerinin ne kadar muhkem ve muntazam olduğu, gayet âşikârdır, açıktır. Muhkem ve muntazam işler ise, o işleri yapanın ilminin yüksekliğine delâlet eder. Nitekim, Bekara sûresinin yüzaltmışdördüncü âyetinde meâlen: (Muhakkak ki, [yıldızlarla süslü] göklerin ve [dağlar, denizler ve nebâtât vb. ile süslü] Arzın yaratılışında, gece ve gündüzün birbirini tâkîbinde, [insanları ve] insanlara faydalı olan şeyleri denizde götürüp giden gemilerde; yeryüzü kuruduktan sonra, Allahü teâlânın gökten yağmur indirerek nebâtâtı diriltmesinde, o Arz üzerinde, her türlü hayvânâtı yaymasında, rüzgârları her taraftan estirmesinde, sema ile Arz arasında bulutların, Allahü teâlânın emir ve hükmü ile gitmesinde, akıl, fikir ve nazar sahibi olanlar için, Allahü teâlânın kudret ve azametine delîller ve ibretler vardır) buyurulmuştur.
Fussilet sûresinin elliüçüncü âyetinde meâlen: (Biz onlara [Mekke halkına], gerek âfâkta [göklerde ve yerde], gerek kendi nefslerinde [yaratılışlarının latîfliğinde ve benzersizliğinde, kudretimize delâlet eden] âyetlerimizi [güneş, ay, yıldızlar, ağaçlar, rüzgâr, yağmur, insanın ana rahminde, uzuvlarının teşekkülü gibi] göstereceğiz. Nihâyet Onun [Kur’an-ı kerimin ve Resûlullahın] söylediği şeyin hak olduğu, kendilerine zâhir olacaktır) buyurulmuştur… Bu âyet-i kerimelerde bildirilen, âfâktaki âyetlerden, yâni yeryüzünde Allahü teâlânın kudretini gösteren alâmetlerden murâd, gökler, yıldızlar, gece, gündüz, güneşin şuâları, karanlık, gölge, anâsır-ı erbe’a [su, ateş, toprak ve hava] gibi, Allahü teâlânın kudretine delâlet eden şeylerdir. Enfüsteki yâni insanın kendindeki âyetlerden [alâmetlerden] murâd, ana rahminde çocuğun âzalarının teşekkülü gibi muazzam hâdiselerin büyük bir intizâm ile yapılması gibi şeylerdir.