Evliyanın büyüklerinden Hace Mevdud Çeşti hazretleri, daha mektep çağlarındaydı ki bulunduğu beldede bir kıtlık oldu… İnsanlar ona gelip yardım istediler.
Cevaben “Peki” dedi.
Ve elini yere koydu.
Elini koyduğu yerden âdeta nebatat fışkırdı… Enva-i çeşit sebze ve meyveler çıktı ki insanlar toplamakla bitiremiyorlardı.
***
Babası bunu duyup onu huzuruna çağırdı.
O da koşup geldi.
Ve “Buyur baba” dedi.
Babası öğüt verip “Hocalarımız keramet göstermekten utanırlardı… Sana ne oluyor ki böyle açıkça keramet gösteriyorsun! Onlara muhalif olmaktan korkmuyor musun?” diyerek onu azarladı.
***
Hace Mevdud Çeşti, pederi vefat ettiğinde yirmi dört yaşındaydı. Vefat haberi Ahmed Namıki Cami hazretlerine ulaşınca, talebelerine “Hace Mevdud henüz çok gençtir. Gidip onun yetişmesini tamamlayalım” buyurdu.
Hazırlığını yaptı.
Ve o gün yola çıktı.
Herat’a vardığında bazı münafıklar Hace Mevdud’a gidip “Ahmed Namıki Cami babanızın vefatını işitmiş. Yerine geçmek için buraya geliyormuş” dediler.
***
O, bunları dinledi.
Gözlerini kapadı.
Murakabe edip sonra başını kaldırdı ve “Bu dedikleriniz tamamen yalan ve o büyük zata iftiradır! O zat, muhabbet ve ihlasla bizi kuvvetlendirmeye geliyor” buyurdu. (Devamı var)