Kim Ali’ye düşman ise!

Atıyye-tül Ufi anlatır: “Bir gün birkaç kişiyle Cabir bin Abdullah’ın huzuruna geldik. İhtiyarlamış ve kaşları gözlerini örtmüştü.
Kendisine Ali bin Ebi Talib’in muhabbetinden sorduk.
Başını kaldırdı.
Bizlere baktı.
Ve tane tane:
‘Bizler Resulullah’ın zamanında bir kimsenin münafık olduğunu, Ali’ye düşmanlık etmesiyle anlardık’ dedi.”
? ? ?
Abdullah bin Abbas da (radıyallahü anhüma) “Ali bin Ebi Talib’e, ilmin on kısmından dokuz kısmı verildi. Vallahi geri kalan bir kısmına da ortaktır” buyurdu.
? ? ?
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri de şöyle anlatır:
“Hazret-i Ali (radıyallahü anh) eğer muharebeden fırsat bulsaydı, ondan tasavvuf ve hakikat ilmi o kadar zahir olurdu ki gönüller takat getiremezdi.
O, ariflerin başıdır.
Sözleri hikmetlidir.
Öyle şeyler söylemiştir ki Ondan evvel bir kimse söylememiştir ve ondan sonra da kimse bir benzerini söylemeye kâdir olamamıştır.
Şöyle ki:
Bir gün minbere çıktı.
Cemaate döndü ve:
‘Bana, Arş’ın altındakilerden sorunuz. Benim içim ilimle doludur. Bu ağzımdaki, Resulullah’ın mübarek ağzının suyudur ki henüz bebekken mübarek diliyle emzirmiştir’ buyurdu.” (Devamı yarın)

Comments are closed.