Ebû Ömer Ahmed Şâtıbî hazretleri Endülüs’te yaşamış olan hadis hafızlarındandır. 542’de (m. 1148) Şâtıbe’de (Jativa) doğdu. Endülüs’te ilk tahsilini tamamladıktan sonra İskenderiye, Şam ve Musul’da büyük âlimlerden hadis ilmi tahsil etti ve icazet aldı. 609’da (m. 1212) İkâb Savaşı’nda şehid oldu. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Allah yolunda savaş için bir askeri donatan veya o dönünceye kadar çoluk çocuğuna kendisini aratmayacak şekilde yardımcı olan kimseye, Allah yolunda savaşa gidenin sevâbı kadar mükâfat verilir. Fakat savaşa gidenin sevâbından hiçbir şey eksilmez. Hacca giden birinin ihtiyâçlarını temin eden veya o dönünceye kadar, çoluk çocuğuna, kendisini aratmayacak şekilde göz kulak olan kimse, hacca giden o şahsın sevâbı kadar sevâb kazanır. Ancak, hacca gidenin sevâbından bir şey eksilmez.
Yine bir oruçluya iftar ettirene de, onun sevâbı kadar sevâb verilir.”
Ebûd-Derdâ (radıyallahü anh) rivâyet etti: Ben Ebû Bekir’in (radıyallahü anh) önünde yürürken, Resûlullah efendimiz beni görüp, “Ebû Bekir’in önünden mi yürüyorsun. Resûllerden ve Nebilerden sonra, Ebû Bekir’den daha üstün bir kimse üzerine güneş doğup, batmamıştır” buyurdu.
Câbir (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu: “Kim bir kimseye (Bu şahıs kâfir bile olsa) öldürmeyeceği husûsunda temînat verip de, sonra onu öldürürse, Cehennem o kimseye vâcib olur.”
İbn-i Ömer (radıyallahü anh) rivâyet etti: Habeşli birisi, Peygamber efendimize geldi. Resûlullah efendimize bir şey soracaktı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz “Soracağını sor” buyurdu. O zât “Yâ Resûlallah! Sen, sûretinin ve renginin güzelliği ve Peygamber olmanla bize üstün kılındın. Eğer, ben senin bildirdiğin gibi îmân eder, senin bildirdiğin gibi ameller yaparsam, seninle beraber Cennette olur muyum?” diye sordular. Resûlullah efendimiz “Evet. Kim, lâ ilahe illallah derse, bu yüksek söz sebebiyle, Allahü teâlânın katında söyleyen için bir vaat vardır. Kim ‘sübhânallahi ve bihamdihî’ derse, onun için yüzyirmidört bin iyilik yazılır” buyurdular