Kimden çekiniyoruz?

(Dünden devam)

Hazret-i Ömer imanla şereflendi.
Efendimize döndü.
Ve gayet edeple:
“Yâ Resulallah! İzin ver, bu evden çıkalım, Kelime-i tevhidi açıkça haykıralım. Rabbimize âşikâre ibadet yapalım, kimden çekiniyoruz?” dedi.
Efendimiz:
“Olur” buyurdular.
Şimdi hep birlikte o evden çıkıp Kâbe-i şerife gidilecek, orada müşriklerin gözü önünde saf tutup namaza durulacaktı.
Kırk kişiydiler.
Sevinçliydiler.
Evden çıkıldı.
***
Efendimizin sağında Hazret-i Hamza, önünde Hazret-i Ali, onun önünde Hazret-i Ömer ve arkada diğer sahabiler.
Ayaklarını pekçe ve kuvvetle yere vurarak heybetle yürüyor ve geçtikleri yerlerden toz bulutu yükseliyordu.
Peki ya müşrikler?
Onlar umutlulardı.
Haber bekliyorlardı.
***
Şöyle ki, Ömer bin Hattab bir gün önce Ebu Cehil’in kışkırtmasıyla galeyana gelmiş ve Resulullah’ı öldürmek için yalın kılıç ve pürhiddet yollara düşmüştü.
Ümitliydiler.
Sevinçliydiler.
Gözleri yoldaydı.
Kulakları kirişte.
Velhasıl her an için “Ömer Resulullah’ı öldürmüş!” haberini bekliyorlardı ki uzaktan bir “toz bulutu” gördüler. (Devamı yarın)

Comments are closed.