Ahmed Bezzâr hazretleri hadîs âlimlerindendir. 297 (m. 910)’da Bağdâd’da doğdu. Bağdâd’da ve Mısır’da ilim tahsil etti. Zamanın meşhur muhaddislerinden hadis öğrendi ve çok talebe yetiştirdi. 383 (m. 993)’de Bağdâd’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“Resûlullah Efendimize “sallallâhü aleyhi ve sellem” biri geldi. Onu uzaktan görünce, ‘kabîlesinin en kötüsüdür’ buyurdu. Odaya girince, gülerek karşılayıp, iltifat eyledi. Gidince, hazret-i Âişe ‘radıyâllahü anhâ’ sebebini sordu. İnsanların en kötüsü, zararından korunmak için müdârâ edilendir buyurdu.”
“Kıyâmet yaklaştıkça, fitneler çoğalır. Gece başlarken karanlığın artması gibi olur. Sabah evinden mümin olarak çıkan çok kimse akşam kâfir olarak döner. Akşam mümin iken, gece safâlarında îmânları gider. Böyle zamanlarda, evinde kapanmak fitneye karışmaktan hayırlıdır. Kenarda kalan, ileri atılandan hayırlıdır. O gün oklarınızı kırınız!
Silahlarınızı, kılıçlarınızı bırakınız! Herkesi tatlı dil ile, güler yüzle karşılayınız! Evinizden çıkmayınız.”
“Kıyâmet günü, şehîdlerin kanını, âlimlerin mürekkebi ile tartarlar. Mürekkeb daha ağır gelir.”
“Üç türlü baba vardır: Dünyaya getiren baba, kızını veren baba ve ilim öğreten baba. Bunların hayırlısı, üstâdıdır.”
“Ümmetimin âlimleri, İsrâîloğullarının Peygamberleri gibidir.”
“Dünyâ sevgisi bütün günahların başıdır.”
“Rahmânın cezbelerinden bir cezbe, bütün insanların ve cinnîlerin sevâpları gibidir.”
“İmân sâhibi her kabâhati yapabilir. Fakat, hıyânet yapamaz ve yalan söyleyemez.”
“Birinize dert ve bela gelince Yûnüs Peygamberin duâsını okusun! Allâhü teâlâ Onu muhakkak kurtarır. Duâ şudur: Lâ ilâhe illâ ente sübhâne-ke innî küntü minez-zâlimîn.”
“Sabah, kalkınca, üç kerre (Bismillahillezi la yedurru ma’asmihi şey’ün fil’ardı velâ fissemâ’ hüvessemiul’alim) okuyana, akşama kadar, hiç dert, bela gelmez.”
“Her müminin kalbinde, Allahü tealanın bir vâizi vardır.”
“Oruç tutan çok kimse vardır ki, onların orucu, yalnız açlık ve susuzluk çekmek olur.”
“Müslüman demek, Müslümanlara eli ile, dili ile zarar vermeyen kimse demektir.”
“İmânı kâmil olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”
“Bir kimse fakîh olursa, Allahü teâlâ, onun özlediği şeyleri ve rızkını, ummadığı yerden gönderir.”