‘Kızım ye’ diye diye sağlığımızdan olduk

Yazı Dizisi -3-
Damar Sertliği

Değerli okuyucular, birçok hastalığın geçtiği “damar sertliği” konumuzu alacağımız tedbirlerle noktalıyoruz. Öncelikle hayat kalitesini düşüren, hücreleri erken yaşlandıran, kalp-damar hastalıklarının temelini oluşturan ateroskleroza yani damar sertliğinin yol açan da sebepleri ortadan kaldırmalıyız. Bunların başında gelen yağlanma ve kolasteroldür.
 
Günümüzde artan fast-food türü beslenme, kan yağları fazlalığı ve dengesizliğine yol açarak gelecek nesillerin hayatlarını ipotek altına almaktadır. Yine anne karnında başlayan hayat sürecimizde özellikle ninelerimizin, anne adaylarına faydalı olduklarını zannederek, “aman! bebeğimiz iyi gelişsin, zayıf, güdük doğmasın” diyerek yağ ve karbonhidrattan zengin beslenmeyi teşvik etmeleri de son derece sakıncalıdır. İyi niyetlerle genç nesillere aktarılan ve yerleştirilen bu yanlış beslenme kültürü ile oluşturulan sağlıksız tablo neticesi gelişen hiperlipidemi; insanoğlunun sağlığını ipotek altına almakta, obezite, diyabet, kalp-damar hastalığı ve felçlere zemin hazırlamaktadır.
Damarlarda dolaşan kandır. Dolayısıyla Hiperlipidemi (kanda yüksek yağ düzeyleri ), sertliğe sebep olan bir numaralı etkendir. Hiperlipidemi, kişide genellikle direkt herhangi bir belirti ve bulgu vermediği gibi uzun yıllar şikayete de yol açmaz. Okuyucumuzda olduğu gibi bazı kişilerde ise sadece müphem baş ağrıları veya yemeklerden sonra ortaya çıkan ağırlık hissi ve uyku basmalarına yol açabilir. Bu sebeple gereken kontroller ihmal edilmemeli.

TAVSİYELER
Balıkla yağlanmayı yenin!..
Lipid (kan yağı) seviyelerinin düşürülmesi için tavsiyeler
> Günlük doymuş yağ asitleri alımı % 7 azaltılmalı.
> Günlük total yağ alımını % 25-30 azaltılmalı.
> Günlük kolesterol alımı 200 mg’ın altına çekilmeli.
> Yulaf, bezelye, fasulye ve bazı meyvelerden 20-30 gr çözünebilir lifli gıda alınmalı
> Somon, sardalye, uskumru gibi omega-3 yağ asitleri içeren ve trigliseridleri azaltan balıkları tüketimi arttırılmalı.
> Perhiz ve egzersizle birlikte fazla kiloların kaybedilmesi
> Güçlü antioksidan içeren ve LDL’yi düşüren soya fasulyesi ve soyalı yemekler haftada en az 2 defa yenmeli
> HDL / LDL oranını olumlu yönde etkileyen düzenli yapılan egzersizler yapılmalı
> Faydalı kolesterol HDL’yi azaltarak damar boşluğunun daralmasına ve damar duvar yapısının bozulmasına yol açan sigara mutlaka terk edilmelidir.
> Egzersiz LDL kolesterolü düşürürken, HDL kolesterol seviyelerinin yükselmesine yardımcı olur.

KONTROL
En çok yapılan kanyağı testleri
VLDL : Kanın sıvı kısmını adeta krema haline getiren çok düşük yoğunluklu yağ.
LDL: Kalp krizi ve felce götüren düşük yoğunluklu zararlı kolesterol.
HDL: İnsanı damar sertliğinden koruyan, zinde ve dinç kılan yüksek yoğunluklu faydalı kolesterol.

DİKKAT!
İdeal “kan yağı” seviyeleri nedir?
> Zararlı kolesterol LDL, 130 mg/dL’den aşağı olmalı
> Faydalı kolesterol HDL, erkeklerde 45 mg/dL, kadınlarda 50 mg/dL’den düşük olmamalı
> Total kolesterol ( LDL+HDL) 200 mg/dL’den az olmalı
>Trigliseridler 150 mg/dL’den daha az olmalıdır.

TEDAVİ
Statin grubu ilaçlar fayda sağlayabilir
Lipid (yağ) seviyelerinin yüksekliğine, kalp hastalığı açısından risk faktörleri ile genel vücut sağlığına bağlıdır. Kalp hastalıkları açısından risk faktörlerine sahipse statin grubu ilaç tedavisi çok önem kazanmakta olup hayat tarzı değişikliği ile birlikte mutlaka uygulanmalıdır.

OKUYUCUYA CEVAPLAR

Şeker hastalığı, mantar kaşıntısına sebep oluyor

> Rumuz Nuray
23 yaşındayım, 2-3 aydır susamalarım başladı. Özellikle geceleri çok aşırı derecede susuyorum ve sürekli idrara çıkıyorum. Ayrıca idrar yollarımda kaşıntı da var ve sol elimde de uyuşukluk hissi başladı. Bunlar neyin habercisidir? Bilgilendirir misiniz? Acil cevap bekliyorum…

CEVAP: Kıymetli kardeşim, boy ve kilonu belirtmemişsin ama bahsettiğin şikayetler çok tipik olarak öncelikle şeker hastalığını (diabetes mellitus) akla getirmekte. İdrar yollarındaki kaşıntı ve elindeki uyuşma da bunu teyit etmekte. Fakat daha nadir olarak benzer belirti ve şikayetler, kronik böbrek hastalıklarının poliürik (çok miktar ve sıklıkta idrara çıkma) döneminde de olabilir. Detaylı tetkiklerle kesin sebep tespit edilebilir. Günümüzde maalesef insanoğlu, sağlıksız ve dengesiz, özellikle de hazır ve kaloriden zengin gıdalarla beslenmeleri sonucu kilo almakta, bu da
insülin direncine sebep olarak şeker hastalığına zemin hazırlamaktadır. Bundan 40-50 yıl önce 40 yaşından sonra anne veya babasında şeker hastalığı bulunan obez kişilerde daha çok görülen insüline bağımlı olmayan Tip 2 diyabete, çocuklarda da şişmanlığın artışı ile birlikte 12-13 yaşından itibaren rastlar hale geldik malesef. Gelecek nesilleri ipotek altına alıcı bu vahim tablonun önüne geçebilmek için Sağlık Bakanlığımız “kamu spotu” adı altında bilgilendirme yayınları yapması da konunun ehemmiyetini bir kere daha ortaya koymuştur. Şeker hastalarında özellikle de hanımlarda mantar hastalığına zemin hazırlayıp kaşıntı ile adaleleri çalıştıran ve duyu hissimizi sağlayan sinirleri de menfi manada etkileyerek en çok diz aşağısından başlayarak ayaklar ve ellerde uyuşma, karıncalanma ve yanmalara da sebebiyet verir. Diyabetik nöropati dediğimiz bu tablo için en kısa sürede bir dahiliye uzmanına müracaat ederek, uygulanacak tedavi ve tavsiye edilen diyetle kısa zamanda çok rahatlarsınız.

STRES VÜCUDU?DA?GERİYOR
Galiba sadece sabahları bağırsaklarım çalışıyor!

> Ahmet Faruk K.
Yaşım 19, boyum 1.87 ve kilom 85. Bağırsak düzensizliğim var. Sadece sabahları bağırsaklarım çalışıyor. Günün diğer zamanlarında çalışmıyor! Gaz da var. İlaç kullandım. Fakat geçmedi. Açıkçası bıktım artık bu rahatsızlıktan. Fazla stresli de değilim ve yemek tavsiyelerinize de uyuyorum. Sizce ne yapmalıyım?

CEVAP: Sevgili kardeşim, boyuna göre kilon normalin üst sınırında. Bahsettiğin şikayetlerin bu sayfada zaman zaman dile getirdiğim “İrritabl Bağırsak Sendromu“na çok tipik olarak uymakta. Fazla stresli olmadığından bahsetmişsin ama bu tür şikayetlerin ön planda olduğu bu belirtiler topluluğunun asıl ve temel sebebi; yoğun stresi uzun süreli vücutta tutmaktır. Ruhi gerilim durumlarında vücudumuzda en çok etkilenen organ sistemleri, mide-bağırsaklarımız ile kalp-damarlarımızdır. Böyle durumlarda beynimizden, mide-bağırsaklardan ve iç salgı bezlerimizden salgılanan hormonların denge ve ahenginde bozulmalar olur. Bu da şikayetlerle mide asidinin salgılanmasında artışa, yemek borusu da dahil olmak üzere mide ve bağırsaklarımızın hareket düzeninde bozulmalara ve gaz birikimine yol açar. Hayati manada tehdit etmez ama huzurumuzu bozar. Lütfen fazla hamur işi ve tatlı, çikolata yiyerek daha kilo alma. Beslenmende genel vücut sağlığın, özellikle de bağırsak rahatsızlığın için bol sebze, balık ve yeşillik tüket. Bitki çaylarının her bir çeşidinden yemeklerden 1-2 saat sonra birer fincan iç. Yemeklerini yavaş yavaş ve iyi sindirerek ye. Yemek esnasında telaşlı ve aceleci olma. Mevsim meyvelerinin her bir çeşidinden 24 saatte bir adetten fazla olmamak şartıyla, iyice yıkayarak kabuklarıyla ye. Ekmeğini de tam buğday ekmeği olarak öğün başı fizik aktivitene göre ortalama 2-3 dilimi geçme. Her türlü rafine şekerden uzak dur. Size verilen ilaçların yanında daha yeni ve etkin ilaçlar da kullanıma girmiştir. Muayene olduğunuz dahiliye uzmanınıza tekrar gidin, detaylı muayeneniz sonrası gerekebilecek kan ve idrar tetkikleri ile batın ultrasonografisi de yapılarak teşhis kati olarak konulduğunda verilecek ilaç ve tavsiyelerle inşaallah bir şikayetin kalmayacak.

Comments are closed.