Ehliyet-i Edâ

Şahsın dînen geçerli olacak şekilde iş yapabilmeye elverişli olması. Ehliyet-i edâ, bizzat iş yapabilmeyi te’min eden aktif bir ehliyet çeşididir. İnsan bu ehliyeti sâyesinde başkaları ile tek başına hukûkî muâmelelerde bulunur. İşleri üzerine, mes’ûl olmak, alacaklı veya borçlu olmak gibi bir takım netîceler doğar. E hliyet-i edâ, mecnunlarda (delilerde) ve…

Devamını oku

Abdullah Bin Ebû Huzeyl El-Anezî

Tâbiîn devri âlim ve evliyâsından. İsmi Abdullah bin Ebû Huzeyl el-Anezî olup künyesiEbü’l-Mugîre’dir. Doğum ve vefât yeri ve târihi bilinmemektedir. Abdullah bin Huzeyl, hadîs-i şerîf rivâyeti ilminde üstün bir derecede idi. Hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Ömer, hazret-i Ali, Ammâr, Übeyy, İbn-i Mes’ûd, Habbâb, Ebû Hureyre ve başka sahâbîlerden, radıyallahü anhüm,…

Devamını oku

Ehliyet-i Vücûb

İnsanın, lehine ve aleyhine olan hakların doğmasına elverişli olması. Vücûb ehliyeti Her insanda zimmet (mükellef, yükümlü olma) özelliği bulunur. İnsanlar daha rûhlar âleminde iken Allahü teâlâ; "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" buyurunca, onlar da; "Evet sen bizim Rabbimizsin" diyerek bir ahd, sorumluluk altına girmişlerdir. İşte z immet bu ezelî (sonsuz…

Devamını oku

Abdullah-ı Ensârî

Evliyânın meşhûrlarından ve Hanbelî mezhebinin büyük fıkıh âlimlerinden. İsmi Abdullah bin Muhammed bin Ali el-Ensârî el-Hirevî’dir. Künyesi Ebû İsmâil olup nesebi, türbesi İstanbul’da bulunan ve Eshâb-ı kirâmın meşhûrlarından olan Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb-i Ensârî’ye dayanır. Bu sebeple Ensârî nisbesiyle tanınmıştır. 1005 (H.396)te Herat’ta doğdu. 1088 (H.481) senesinde Herat’ta vefât…

Devamını oku

Abdullah-ı Gürcistânî

On dördüncü yüzyılda yaşayan meşhûr velîlerden. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Gürcistan köylerinden birinde doğdu. Bir savaşta cihâd ederken şehîd düştü. Kabri Tûs şehrindedir. Şeyh Rükneddîn Alâüddevle Semnânî hazretlerinin talebesidir. Küçük yaşta iken babasının vefât etmesi üzerine yetim, kimsesiz ve garîb kaldı. Annesi bir başkasıyla evlendi ve onu yanına aldı.…

Devamını oku

Ehlullah

Allah adamları, Allahü teâlânın emirlerine uyup, O’nun sevgisini ve ism-i şerîfini gönlünden hiç çıkarmayan evliyâ zâtlar. (Bkz. Evliyâ) Ehlullah Allah’tan başkasından ne korkarlar, ne bir şey beklerler. Şahların gönüllerinde onların heybeti, korkusu yer etmiştir. (Timur Han) Ehlullah ile sohbete devâm, âhireti düşünüp ona hazırlanma arzusunu artırır, günahlardan sakınmaya sebeb olur.…

Devamını oku