Dünyâ ile âhiret arasındaki âlem; kabir âlemi. Berzâh âleminde ölülerin hâli, dirilerin hâli gibi değildir. Dünyâ hayâtında hem his (duygu), hem de irâde (istek) ile hareket vardır. Berzâh hayâtında ise, hareket etmek lâzım değildir, elem (acı) ve azâb duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. (Ahmed Fârûkî) 2. Tasavvufta âlem-i misâle verilen…
Sahih olmayan, yâni dînen bulunması lâzım gelen şartların hepsi veyâ bir kısmı bulunmayan alış veriş. (Bkz. Bâtıl)
Aslı ve sıfatı İslâmiyet’e uygun ise de kendisine dînin yasak etmiş olduğu bir şey karışmış olan satış. Satın almıyacağı bir malın fiyatını, başka müşteriler arasında yükseltmek, iki kişi bir malın fiyatında uyuşmuş iken bu malı, daha yüksek fiyatla satın almak istemek Bey’-i mekrûhdur.
Açık olmak, açıklamak, bildirmek. Konuşma, yazma, anlama, anlatma, ifâde etme. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: (Allahü teâlâ) insanı yarattı. Ona beyânı öğretti. (Rahmân sûresi: 3-4) Beyânın öylesi vardır ki büyüleyici bir tesire sâhiptir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî) Beyândan bilmediklerimizle bizleri nîmetlendiren Allahü teâlâya hamd olsun. ( Ahmed Mekkî Efendi)
Kudüs’deki Mescid-i Aksâ. (Bkz. Mescid-i Aksâ)
Açık delîl. 1. Kur’ân-ı kerîm. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: (Ey Mekkeliler! Bu kitâbı, Kur’ân-ı kerîmi) "Bizden evvel kitap yalnız iki taifeye (yahûdî ve hıristiyanlara) indirildi. Biz ise (konuştuğumuz dilde olmadığından) onu okumaktan gâfilleriz" dememeniz için yâhut; "Bize de kitab indirilseydi, muhakkak onlardan daha fazla hidâyete ererdik" dememeniz…