Budist
Budizm adlı bozuk dîne mensûb olan. (Bkz. Budizm)
Budizm adlı bozuk dîne mensûb olan. (Bkz. Budizm)
Allahü teâlânın düşmanlarını Allahü teâlâ için sevmemek ve onlardan uzaklaşmak. (Bkz. Hubb-i Fillâh-Buğd-i Fillâh)
Cimrilik. Cömertliğin zıddı. (Bkz. Cimrilik)
İnneli (elbetteli) delîl. Eserden müessire (o eseri yapana), san’attan san’atkâra ve netîceden sebebe götüren delîl. Kelâm (akâid) ilminde daha çok bu delîl kullanılır. "Âlem hâdisdir (sonradan var olmuştur). Her hâdisin bir sânı’ı (yapanı) vardır" cümleleri, isbat edilmek istenen "Âlemin sânı’ı (yaratıcısı) Allahü teâlâdır" sözü için burhân-ı innîdir. (Teftâzânî)
Okunduğunda veya üzerinde taşındığında Allahü teâlânın muhâfazasına (korumasına) kavuşmaya vesîle (sebeb) olan âyet-i kerîmeler. Bir köylü, Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldi. Kardeşinin ağır hasta olduğunu söyledi. "Hastalığı nedir?" buyurdukta, cin çarpması dedi. "Kardeşini buraya getir" buyurdu. Resûl-i ekrem bâzı âyetleri okuyup, hastaya üfledi. Hemen iyi olup kalktı. Bu…
Birşeyin kendisi. 1. Boşlukta yer kaplayan ve ağırlığı olan yâni tartılabilen her şey, madde, cisim. Dünyâ ayn ve araz (özellikler) dan meydana gelmiştir. Meselâ kalem, silgi birer ayndır. Bunların rengi, kokusu ise, arazdır. (Seyyid Şerîf Cürcânî, Teftezânî) 2. Alış-verişte, belli, meydanda, mevcut ve hâzır olan veya hâzır olmayıp da bulunduğu…