Zât
1. Kendi. Allahü teâlâ zâtı ile vardır. Varlığı kendi kendiyledir. Şimdi var olduğu gibi, hep var idi ve hep var olacaktır. Varlığının önünde ve sonunda yokluk olamaz. Çünkü, O’nun varlığı lâzımdır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) 2. Kişi, şahıs.
1. Kendi. Allahü teâlâ zâtı ile vardır. Varlığı kendi kendiyledir. Şimdi var olduğu gibi, hep var idi ve hep var olacaktır. Varlığının önünde ve sonunda yokluk olamaz. Çünkü, O’nun varlığı lâzımdır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) 2. Kişi, şahıs.
Cehennem meleği, azâb yapıcı melek. Cehennem zebânîleri, günâh işleyen hâfızlara, puta tapanlardan daha önce azâb yapacaklardır. Çünkü bilerek yapılan günâh, bilmeyerek yapılandan daha kötüdür. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-ul-Ulûm) Zebânîlere Cehennem’deki vazîfeleri esnâsında, Cehennem ateşi zarar vermez. Denizin, balığa zararlı olmaması gibidir. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Dört büyük kitabdan biri. Dâvûd aleyhisselâma indirilen mukaddes kitâb. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Dâvûd’a (aleyhisselâm) Zebûr’u verdiğimiz gibi, (Habîbim) şüphesiz sana da vahy ettik. (Nisâ sûresi: 163) Tevrât’tan sonra Zebûr’da da yazmışızdır ki, arza (Cennet’e ancak) sâlih kullarım mîrâsçı olur. (Enbiyâ sûresi: 105) Allahü teâlânın peygamberleri vâsıtasıyla…
İhtiyaç eşyâsının ve borçlarının dışında nisâb miktârı malı, parası olan kimse. (Bkz. Nisâb) Eshâbım için fakirlik seâdettir. Âhir zamandaki ümmetim için zengin olmak seâdettir. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs) Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini biliniz. Ölmeden önce hayâtın, hastalıktan önce sıhhatin, dünyâda âhireti kazanmanın, ihtiyarlamadan gençliğin, fakirlikten evvel zenginliğin kıymetini bil.…
1. Farzla birlikte kılınması bildirilmeyen nâfile namazlar. 2. Peygamber efendimizin ibâdet olarak değil de, âdet olarak, devâmlı yaptığı şeyler. Peygamber efendimizin elbiseleri, oturması, kalkması, iyi şeyleri yapmaya sağdan başlaması, sünnet-i zevâiddir. Bunlara sevâb verilmesi için niyet etmek lâzım değildir. Niyet edilirse ibâdet olurlar. Sevâbları çoğalır. Zevâid sünnetleri ve nâfile ibâ…
Güneşin tam tepeden ayrıldığı an. Zuhr yâni öğle namazının evvel vakti, güneşin zevâlden ayrıldığı vakit başlar. (Kedûsî)