Zeydiyye Fırkası

Hazret-i Ali’yi sevdiğini söyleyip, diğer Eshâb-ı kirâma düşmanlık besleyen, onlar hakkında kötü sözler söyleyen şîanın kollarından. On iki imâmın dördüncüsü olan Zeynelâbidîn’in oğlu Zeyd’e tâbi olan ve hazret-i Ali, Eshâbın en efdalidir (üstünüdür) ; bununla berâber Ebû Bekr, Ömer, Osman’ın (r.anhüm) hilâfetleri (halîfelikleri) de câizdir diyen fırka. İmâmetin (halîfeliğin), Zeynelâbidîn’den…

Devamını oku

Zıll Makâmı

Tasavvuf yolunda bir makâm, derece. Tasavvufta asla kavuşmadan önce, aslın görüntülerinin ele geçtiği makam. Zıll makâmının üstünde abdiyyet, kulluk makâmı vardır. Abdiyyet makâmı (hakîkî kulluk) ise vilâyet (evliyâlık) kemâllerinin en üstünüdür. (İmâm-ı Rabbânî)  

Devamını oku

Zillet

Aşağılık, horluk, hakîrlik. Zillete düşmeyecek şekilde tevâzu gösteren, meşrû kazancını meşrû yolda sarfeden, düşkünlere acıyan, fakîr ve hakîmler ile oturup kalkan kimseye müjdeler olsun. (Hadîs-i şerîf-Beydâvî Tefsîri) Zillet on kısımdır. Dokuzu yahûdîlerdedir. (Fahrüddîn-i Râzî)  

Devamını oku

Zînet

Fâidesi, menfaati olmayıp, yalnız gösteriş için kullanılan şey, süs. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Dünyâ hayâtı elbette la’b, yâni oyun ve lehv yâni eğlence ve zînet (süslenmek) ve tefâhür yâni öğünme ve malı, parayı, evlâdı çoğaltmaktır. (Hadîd sûresi: 20) Erkeğin tedâvî için sürme çekmesi câizdir, olabilir. Zînet için çekmesi câiz…

Devamını oku

Zuhruf Sûresi

Kur’ân-ı kerîmin kırk üçüncü sûresi. Zuhrûf sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Seksen dokuz âyet-i kerîmedir. Otuz beşinci âyet-i kerîmede geçen altın ve mücevher mânâsına gelen Zuhruf kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede insanların rızıklarının farklı takdir edilmesinin ve milletlere ayrılmasının hikmetleri, inkarcıların cezâya çarptırılacağı, mü’minlere çeşitli nîmetler verileceği bildirilmektedir. (Râzî, Kurtubî)…

Devamını oku