Aynı inançta olmanın önemi

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:Fizikte bir kaide vardır: Artı artıyı, eksi eksiyi iter. Zıt kutuplar birbirini çeker. İki kişinin, ikisi de, (Ben haklıyım) derse, neticede kavga çıkar, huzursuzluk başlar. Birisi, (Sen haklısın) derse kavga biter. Karı kocadan biri de, diğerine (Sen haklısın) derse geçim olur. İkisi de, (Ben haklıyım) derse…

Devamını oku

Aşksız din olmaz

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:Mahşer günü, 50 bin ahiret senesidir. Ahirette bir gün, dünyanın bin senesidir. Güneş bir mızrak boyu alçalacak. Böyle büyük bir azap var. İnsanlar sıkıntı içinde olacaklar; fakat Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:(O mahşer günü, Ehl-i sünnet itikadında olan ve bu yolun büyüklerine muhabbeti olan için,…

Devamını oku

Hem kalbi hem bedeni korumak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:Hem kalbi hem bedeni korumak gerekir. Kalb korunmazsa, bedenle beraber Cehennem ateşine girmekten kurtulamaz. Bir mübarek zatın, bir halifesi vardı. Hocası onu, (Oradaki Allah’ın kullarını irşad et!) diye memleketine gönderdi. Burada irşad faaliyetine devam eden bu talebe, bir gece teheccüd namazına kalkmak için uyandı; ancak titremekten…

Devamını oku

Mutlak kavuşturucu yol

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:İki mümin, Allah rızası için bir araya gelirse, şeytan uzakta bekler, aralarına giremez; fakat birbirleriyle bozuşup ayrılsınlar diye bekler. Dinimiz, bir araya gelmeye çok önem veriyor. Mesela Şah-ı Nakşibend hazretleri, Allahü teâlâya mutlak kavuşturucu bir yol istedi, dua etti. Dünyada değilse kabirde, orada değilse mahşerde, mahşerde…

Devamını oku

Doğruyu öğrenmek

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:Bu dinin temeli öğrenmek ve öğretmektir. Bu da, büyüklerimizin bildirdiği şekilde, Ehl-i sünnet itikadını ve ilmihali öğrenmek ve öğrendiğini öğretmek, yani hiç değiştirmeden nakletmekle olur. Allahü teâlâ hiçbir şeyi gayesiz ve hikmetsiz yaratmamıştır. Her şeyin bir hikmeti, gayesi vardır. İnsanın bile yaşarken bir gayesi, maksadı vardır.…

Devamını oku

Boş gelirsin, boş gidersin

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:Her yüz senede bir dünyanın nüfusu değişir, yani yaşayanlar ölür, yenileri dünyaya gelir. Yüz senede bir, cemiyet yok olur yani değişir. Bir zamanlar başkalarının malı olan şeyleri şimdi biz kullanıyoruz, bizden sonra da başkaları kullanacak. Bir hana [otele] gidiyorsunuz, çıkarken diyorsunuz ki, karyolayı da götüreyim, şu…

Devamını oku