“Hakkını helâl et!..”

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bir gün, çamurlu bir yoldan yürüyordu. Bir ara ayağı kayıp tam düşecekti ki, bir duvara tutunup, düşmekten zor kurtuldu. Ve hemen o duvarın sâhibini bulup;– Kardeşim, düşmemek için senin duvarına tutundum. Duvardan bir miktar toprak düştü. Hakkını helâl et, buyurdu.Adam Mecûsî imiş meğer.Hayretle sordu:– Sizin dîniniz bu…

Devamını oku

Hazret-i Âişe ağlıyor!..

Efendimiz aleyhisselâm ile Hazret-i Âişe radıyallahü anhâ bir gece baş başa oturuyorlardı. Efendimiz bir ara mübarek başını Hazret-i Âişe’nin kucağına koydu ve yıldızlar’ı seyre koyuldu. Hazret-i Âişe ise dolunay’ı seyrediyordu ki, Resûlullahın nur cemali, dolunaydan daha nurlu ve parlak göründü kendisine. Duygulanıp ağlayınca, iki damla gözyaşı, Efendimizin nur yüzüne damladı.Efendimiz…

Devamını oku

“Kandilin niye ışığı yok?..”

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebesiyle bir sevdiğinin evine misafirliğe gitmişti. Ev sâhibi, bir kandil getirip yaktı. Fakat oda aydınlanmadı.Hazret-i Bâyezid;– Kardeşim, bu kandilde bir acayiplik var. Yanıyor, ama ışık vermiyor, acaba sebep nedir? diye sordu.Ev sâhibi;– Efendim, bu kandili bir geceliğine komşumuzdan emânet almıştık. Dün gece, gâyet güzel ışığını verdi, şimdi…

Devamını oku

“Niçin yükselemiyorum?”

Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine, bir Müslüman geldi bir gün. Ve bu büyük velîye;– Efendim, otuz yıldır gündüzleri oruç tutuyor, geceleri namaz kılıyorum. Ama mânevî bir ilerleme olmuyor. Acabâ sebep nedir? diye sordu.Bâyezid hazretleri, kalb gözüyle gence bakıp;– Senin işin zor. Üçyüz sene ibâdet etsen de bu nefis engelinle bir yere varamazsın,…

Devamını oku

“Mürşidim bir kadındır!..”

Evliyânın büyüklerinden Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine, bir gün; – Mürşidiniz kimdir efendim? diye sordular.Büyük velî;– Mürşidim bir kadındır, buyurdu.Anlamayıp durakladılar.Sonra hayret içerisinde;– Anlamadık efendim, biraz izah eder misiniz? dediler.Şöyle îzah etti:– Ben, aşk-ı ilâhî ile kendimden geçmiş halde bir yolda yürüyordum ki, bir kadına rastladım. Sırtında “un çuvalı” vardı ve kan…

Devamını oku

“İkindiyi Mekke’de kılsak!”

İmâm-ı Süyûtî hazretleri, büyük İslâm âlimlerindendir. Yedi yaşına gelmeden Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. İslâm ilimlerini öğrendi ve Şeyh-ül İslâm oldu nihâyet.Çok kerâmetleri görülmüştür.Ancak bunları gizler, belli etmezdi hiç kimseye.Bir talebesi anlatıyor:Bir gün hocam bize gelmişti.Oturup sohbet ettik.İkindi yaklaşınca, hocam bana dönüp;– Evlâdım! İkindi namazını Mekke’de kılsak diyorum. Haydi kalk, beraber gidelim. Ama…

Devamını oku