Bâzı işâretler yaptı!..

Zeynelâbidîn Alî hazretleri bir gün sevdikleriyle sahrada oturuyordu ki, güzel yüzlü bir ceylân gelip durdu yanında.Ayaklarıyla işâretler yaptı.Ve bâzı sesler çıkardı.Yanındakiler;“Bu hayvan ne istiyor?” dediler.Büyük velî;“Filân adam yavrumu kaçırdı. Dünden beri onu emziremedim. Ne olur, bana yardım edin diyor” buyurdu.Ve biriyle çağırttı o adamı.Geldiğinde;“Sen bunun yavrusunu kaçırmışsın, git getir de…

Devamını oku

İnsana kibir değil tevazu yakışır

Tarih boyunca, dinlere, peygamberlere, din büyüklerine, bunların kitaplarına karşı gelip kibirlenenler, alay edenler, hiç eksik olmadı. Bu kibirlenmeleri, âciz, zavallı, elinden bir şey gelmeyen, hattâ kendinden ve bedeninin yapısından haberi olmayan kulun, kendine, sahibine, kuvveti, gücü sonsuz olan Rabbine karşı bir savaş idi.İblîs de, böyle kibirlendi. Âdem aleyhisselâma karşı secde…

Devamını oku

“Îmân ettim demekle olmaz!..”

Alâeddîn Lâhorî hazretleri Hindistan’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1397 (H.800) senesinde Pânî-pût şehrinde vefât etti. Önceleri, ahâlinin en zenginlerinden ve önde gelenlerinden olup, çok sevilen ve öğülen bir zât idi. Sonraları tasavvuf yoluna girip, bütün malını fakirlere dağıttı… BÜTÜN MALINI DAĞITTI…Rivâyet edilir ki, Alâeddîn hazretleri tasavvuf yolunda ilerleyip…

Devamını oku

Yük çekmeli

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Ehl-i sünnet âlimlerinin, Silsile-i aliyye büyüklerinin yaptığı hizmetleri anlayabilmek için, onları iyi tanımak gerekir. O zatlardan biri buyuruyor ki:Eğer döktüğümüz gözyaşlarını kovalara akıtsaydık, birkaç kovayı doldururdu. Bir idealin, bir davanın, tayinle, parayla, meslekle, diplomayla, hiç alakası yoktur. Yani belli bir noktaya gelmek, ne kabiliyetle, ne…

Devamını oku

Cezâsını buldu

Bir kimse anlatıyor: Bir gün Zeynel’âbidîn Alî hazretlerine rastladım. Vaktiyle kendisine zulmeden meliki sordu.Ben cevâben;“Bildiğim kadarıyla zulümlerine devam ediyor efendim” dedim.Çok üzüldü.Yüz rengi değişti.Ve ellerini kaldırıp;“Yâ Rabbî! Sen o zâlime demir ve ateşle azap yap!” diye bedduâ etti.Hacdan sonra Kûfe’ye vardım.O zâlimi sordum bir dostuma.Cevâben bana;“Önce bıçakla ellerini kestiler, sonra…

Devamını oku

Dînimizde selâmlaşmanın önemi

“Selâm” ne demektir? Önce onun üzerinde duralım:Selâm, “emniyet, huzûr, selâmet, sağlık, barış, râhatlık, iyi netîce, kurtuluş” gibi ma’nâlara gelmektedir. Selâm vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duâdır. Selâm, “Ben Müslümânım, benden sana zarar gelmez, selâmettesin” ma’nâsına, “selâmet üzere ol, Müslümân olarak öl” ma’nâlarına da gelir. Gayr-i müslimlerin hidâyete kavuşmaları niyetiyle,…

Devamını oku