Nimetlere kavuşmak

Sayılamayan nimetlere bugün de devam ediyoruz. 9- Ramazan ayına kavuşmak büyük nimettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:(Allahü teâlâ, ramazanın ilk gecesi, müminlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna da artık hiç azap etmez. Ramazanın son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder) [Beyheki] (Allahü teâlânın sıfatları da ebedî olduğu için, razı olması,…

Devamını oku

Kim neye layık ise…

İbnü’s-Semmâk buyurdu ki: “Hükümdarların milletlerine, milletlerin de hükümdarlarına karşı insaflı olması gerekir. Emevî hükümdarlarından Ömer bin Abdülaziz, hilâfet makamına oturduğu zaman ağlamaya başladı. Sonra hanımlarını ve hizmetçileri toplayıp onları, hayatlarını kendisiyle devam ettirip ettirmemekte serbest bıraktı. Dedi ki: “Ben, bugünden itibaren öyle bir iş ve mes’uliyet altına girmiş bulunuyorum ki,…

Devamını oku

“Hocanın kadrini kıymetini bil!”

Anadolu velîlerinden Abdürrahîm Tırsî Efendi Hızır aleyhisselâm ile görüşmeyi çok istiyordu. Bir gün hocası onu pazara elma almaya gönderdi. Pazardan dönerken yolda bir zat ile karşılaştı. O zât; “Sepetini aç, neyin olduğunu göreyim” dedi. “O ZAT, HAZRETİ HIZIR İDİ!”Abdürrahîm Efendi, sepeti açınca o zât içinden bir elma alıp yoluna devâm…

Devamını oku

Sevab günah yazılırken

Sayılmayan nimetlere bugün de devam ediyoruz. 5- Sevab veya günah yazılırken de melekler mümine lütufta bulunur. Mümin, birkaç günah işler, sağdaki âmir olan melek soldakine günahları yazdırmaz, (Biraz bekle, belki bir iyilik) işler der. Kul bir iyilik işleyince, şimdi yazalım der. Bir iyiliğe on sevab verilir. O kişi üç günah…

Devamını oku

Başa gelen belâların sebebi

Salih el-Merrî hazretleri buyurdu ki: “İnsanların başına gelen belâ ve musibetler işledikleri günahlar sebebiyledir.” Ömer bin Abdülaziz buyurdu ki: “Haccâc, insanların günahları, hataları yüzünden Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş bir belâ idi.”İmam-ı Âzam hazretleri buyuruyor ki: “Zalim bir sultan sana musallat olur ve sen onun yüzünden dininden bir açık verecek olursan, hem…

Devamını oku

“Hakkını helâl et!..”

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bir gün, çamurlu bir yoldan yürüyordu. Bir ara ayağı kayıp tam düşecekti ki, bir duvara tutunup, düşmekten zor kurtuldu. Ve hemen o duvarın sâhibini bulup;– Kardeşim, düşmemek için senin duvarına tutundum. Duvardan bir miktar toprak düştü. Hakkını helâl et, buyurdu.Adam Mecûsî imiş meğer.Hayretle sordu:– Sizin dîniniz bu…

Devamını oku