Yol levhası olmak

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir gün evliya bir zatın dergâhına yağız bir genç gelir. Sert şekilde der ki:– Bu dergâh ne iş yapar?Mübarek zat, gülümseyerek der ki:– Sizi bizi Müslüman yapar.– Yahu biz Müslüman değil miyiz?– Hâşâ elbette hepimiz Müslümanız, ama yetmiş üç türlü Müslümanlık var. Bu dergâh, İslamiyet’in…

Devamını oku

Hazret-i Âişe ağlıyor!..

Efendimiz aleyhisselâm ile Hazret-i Âişe radıyallahü anhâ bir gece baş başa oturuyorlardı. Efendimiz bir ara mübarek başını Hazret-i Âişe’nin kucağına koydu ve yıldızlar’ı seyre koyuldu. Hazret-i Âişe ise dolunay’ı seyrediyordu ki, Resûlullahın nur cemali, dolunaydan daha nurlu ve parlak göründü kendisine. Duygulanıp ağlayınca, iki damla gözyaşı, Efendimizin nur yüzüne damladı.Efendimiz…

Devamını oku

Bela ve musibetlerle imtihan

Lokman Hakîm oğluna buyurdu ki: “Ey oğul! Altın, ateşle tecrübe edildiği gibi, kul da belâ ve musibetlerle tecrübe edilir. Kulun derecesi, bunlara olan sabrı nisbetinde anlaşılır.”Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Dünyâ husûsunda kendisinden aşağıdakilere, âhiret husûsunda ise kendisinden üstün olanlara bakanlar şâkir (şükredici) ve sâbir (sabredici) diye yazılır.”Zümer sûresi 10. âyet-i…

Devamını oku

Sâdık talebe nasıl olur?

Abdüllâtif Kudsî hazretleri 1384 (H.786) senesinde Kudüs’te doğdu. Babasından ve başkalarından İslâmî ilimleri okudu. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra, Horasan’dan hac yolculuğuna giderken Kudüs’ü ziyâret eden, Zeyniyye yolunun önderi Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerinin sohbetlerine devam etti. Hac dönüşü Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri Kudüs’e uğrayıp Abdüllatîf’i yanına aldı. Birlikte Horasan’a gittiler. Sonra Câm şehrine…

Devamını oku

Herakliyüs küfrü tercih etti

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Eshab-ı kiramdan Hazret-i Dıhye, Resulullah’ın İslam’a davet eden mektubunu Şam’daki Rum kayseri Herakliyüs’e getirdi. Herakliyüs, bir gün önce, Mekke’den Şam’a gelen ve henüz Müslüman olmamış olan Ebu Süfyan’ı sarayına çağırıp sordu:– Medine’de birisinin peygamberlik iddia ettiğini işittim. Bu zat, şehrin ileri gelenlerinden midir?– Hayır, değildir,…

Devamını oku

“Kandilin niye ışığı yok?..”

Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebesiyle bir sevdiğinin evine misafirliğe gitmişti. Ev sâhibi, bir kandil getirip yaktı. Fakat oda aydınlanmadı.Hazret-i Bâyezid;– Kardeşim, bu kandilde bir acayiplik var. Yanıyor, ama ışık vermiyor, acaba sebep nedir? diye sordu.Ev sâhibi;– Efendim, bu kandili bir geceliğine komşumuzdan emânet almıştık. Dün gece, gâyet güzel ışığını verdi, şimdi…

Devamını oku