Peygamberimize ilk vahyin gelmesi…

Peygamber Efendimiz, 40 yaşında iken, Peygamberliği henüz kendisine bildirilmeden önce, Mekke-i Mükerreme’de bulunan Nûr Dağındaki Hırâ Mağarası’nda tefekkür ve ibâdetle meşgûl olurken, Cebrâil (aleyhisselâm), bir Ramazân ayının 17. gecesi gelip ilk İlâhî emri getirmişti. Bilindiği üzere, bu ilk emir, “Oku” diye başlamakta idi. İlk vahyin gelmesiyle, peygamberlik vazifesini îfâya başlayan Sevgili…

Devamını oku

“Ya yarına kavuşamazsan!..”

Abdülehad Serhendî, Hindistan’da yetişen evliyânın büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin üçüncü oğlu olan Muhammed Saîd Fârûkî’nin beşinci oğludur. 1635 (H.1045) senesinde Serhend’de doğdu, 1710 (H.1122) senesinde vefât etti. TEFSİR, HADÎS VE FIKIHTA…Âlim ve evliyâ bir âileden gelen Abdülehad Serhendî önce babasından ilim öğrendi. Onun terbiyesinde ve sohbetinde bulunup mânevî feyzlerine kavuştu.…

Devamını oku

Kıbleyi araştırmak

Sual: S. Ebediyye kitabında, anlayamadığım aşağıdaki hususları da açıklayabilir misiniz?1- (Kıbleyi araştırır, karar verdiği cihete doğru kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı iade etmez) deniyor. Kıbleye karşı namaz kılmak farz olduğuna göre, farz terk edilerek kılınan namaz niye iade edilmiyor?CEVAP: Kıbleyi araştırmakla, dinin emrine uyulmuş oluyor. Dinin emrine uyulunca, kıbleden…

Devamını oku

Bu dünya hayâldir

Hindistan evliyâsından Seyyid Celâl Buhârî hazretleri, sohbetlerinde;– Bu dünya hayâldir. Bugüne kadar geçen yıllar nasıl bir hayâl olduysa, bundan sonrakiler de hep hayâl olacak, derdi sık sık.O devirde bir din adamı vardı ki, bu zâtın aleyhinde konuşuyordu. Yakınları;– Efendim, filân hoca sizin aleyhinizde konuşuyor, dediler.Cevaben;– Sabredin, onun bu düşmanlığı yakında…

Devamını oku

En kötü pişmanlık!..

Hazreti Ali buyurdu ki: “Allahü teâlânın katında en büyük hatâ, dilin yalan söylemesidir, en kötü pişmanlık da, kıyâmet günündeki pişmanlıktır.”Yine hazret Ali buyurdu ki: “Yalan serap gibidir, sahibini de aldatır. Yalan ile mürüvvet bir kişide bir araya gelemez.”Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâya niyazında; “Yâ Rabbî! Hangi kulunun ameli daha hayırlıdır?” diye…

Devamını oku

Sözlerin büyüğü, büyüklerin sözüdür

Hâce Abdullah-i İmâmî, Mâverâünnehr’de yetişen âlimlerin büyüklerindendir. Hicrî dokuzuncu asırda yaşamıştır. Silsile-i aliyye büyüklerinden Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin talebelerindendir. Sünnet-i seniyyeye yapışmada ve dînin emirlerini yerine getirmede çok gayretli ve ihtiyâtlıydı. Çok kerâmetleri görüldü… “OLGUNLUK BUDUR!..”Hâce Abdullah-i İmâmî, Alâeddîn-i Attâr’ın sohbetine ilk kavuştuğu zaman, hocası ona şu meâlde bir beyit okudu:…

Devamını oku